Author Topic: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ  (Read 103993 times)

0 Members and 1 Guest are viewing this topic.

Offline merkur

  • Senior member
  • ****
  • Posts: 126
  • Gender: Male
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #15 on: November 21, 2009, 22:31 »
?????????

Offline recep memis

  • Avarage member
  • ***
  • Posts: 94
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #16 on: April 22, 2010, 12:35 »
You are not allowed to view links. Register or Login

.... ben Bulgaristanga oturuyorum ve kitabi nasil bulabilirim. Bence bulunursa ve tercume edilirse ''Bir pomak tarihi'' gibi yer alir ve yayinlanir. ...
You are not allowed to view links. Register or Login
Recep Memiş arkadaşımız bu eserini kitap halinde bastırmış mı bilemiyorum. Pomak arkadaşların kendi bilgi birikimlerini kitaplaştırmasından çok memnun oluyorum. ....... Bulgarcayı iyi bilen ve vakti olan arkadaşlarımızın bu eseri tercüme etmesi iyi olurdu. Böylece bu eser Bulgaristandaki Pomaklar açısından da okunup üzerinde tartışılması iyi olurdu.

"You are not allowed to view links. Register or Login" da yazışan ya da yazışmaları  izleyen arkadaşlar bilir; yukarıya aktarılan yazım, "Pomaklar"a ilişkin tartışmalar yürüttüğümüz  mail grubuna gönderdiğim ardışık mesajlardan oluşur. Ben dahil; amatör bir merak saikiyle yan yana gelmiş insanların sınırlı bilgilerini ortaya döküp, el yordamıyla sonuçlar çıkarmaya çalıştığı bir ortamda yürütülen tartışmalara zemin oluşturmak amacıyla yazılmıştır. Belirli bir disipline dayalı araştırma ve elde edilen bulguların titizlikle sınanması gibi başlı başına bir tez olarak değerlendirilecek metinlerde bulunması gereken temel vasıflardan yoksun bir çalışmadır.  Böylesi bir metne gereğinden fazla anlam yükleyici değerlendirmelerden kaçınmak gerekir. Klavye başına kurulup; dağarcıktaki bilgileri harmanlayan yorumların alel acele servise sunulmasından kaynaklanan  bazı mantıksal tutarsızlıklar sergilemesi kaçınılmazdır. Başka bir kaynakla karşılaştırmadan yalnızca yeni bir okumayla saptadığım bu türden ufak tefek tutarsızlıklara rastladığımı açık yüreklilikle söyleyebilirim. Bu nedenle kitaplaştırılması söz konusu olmayacağı gibi "Pomaklar" hakkında önemli tarihsel veriler aktaran bir metin olarak ele alınmaması gerektiğini belirtmeliyim.  Bunu içerdiği veri nitelikli unsurları doğru bulmadığım için değil yeterince sınanmadan aktarılmış oldukları için söylüyorum.  Bu verilerin ele alınması gereken tarihsel ve sosyolojik süreçlere dikkat çekmekti asıl amacım.  Pomaklar hakkındaki birçok değerlendirmenin önerdiğim koşullar içinde yeni bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğru anlaşılamayacağından hareketle, o dönemde yürüttüğümüz tartışmaların bir bölümüne perspektif oluşturmaktı...  Önerdiğim perspektiflerin gerekliliğine ise hala inanıyorum. 

Offline daylek

  • Adviser
  • ****
  • Posts: 551
  • Gender: Female
  • pomakinka gorda sam jena... SorguluYorum
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #17 on: April 22, 2010, 18:31 »
direk tarih kitabı önerisi hatalı olsada (çünkü; tarih bir bilim dalıdır ve uzmanları tarafından kaleme alınmalıdır.) , Pomakların ( belirli bir seviyede kendini sabitlemiş düzeyde bilgi birikimine sahip) kendi tarihi ile ilgili elindeki mevcut verileri ve düşüncelerini, önermelerini ve önerilerini kitaplaştırması olması gereken bir durumdur. Bu noktada sayın Memiş'in kaleme aldıkları son derece değerlidir (olaylara hangi perspektiften bakarsa baksın !) .
 
Dip not olarak ; Günümüz tarihçilerin BANA GÖRE şaibeli haleti ruhiyeleri, yazdıklarının büyük çoğunluğuna güvencimi yitirmeme neden olmuştur.

Offline bogutevolu

  • Charter member
  • *****
  • Posts: 1000
  • Gender: Male
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #18 on: April 23, 2010, 10:37 »
Günümüz tarihçilerinin en azından bir kısmının pomaklar konusunda gerçekleri değil de kendi isteklerini yada kendilerine verilen doğrultuda pomak tarihini değiştirme girişimleri karşısında benim de en azından bir kısmına güvenim yoktur. Çünkü onlar bilim adamı vasfından ziyade servis adamı niteliğinde yazıyorlar. Olayları ayıklayıp, süzgeçten geçirip, bir kısmını görmezden gelip, bir kısım fazla etkili olmayan ayrıntıları abartarak sonuçta tarihten kendi istediklerini nazara veriyorlar. Bu da bilimsel veri değil, politik-ideolojik propaganda malzemesi oluyor.

Pomak.eu insanlara ve tabi en başta pomaklara gerçek bilgiyi sunmak istiyor. Şimdilik stratejik Rodoplar üzerinde kavganın doğal bir sonucu olarak bu bölgenin tarihsel, toplumsal ve kültürel olarak ne olduğu değil, ne olması gerektiğine dair rüzgarlar estiriliyor. Bölge devletlerinin hepsi konuya sübjektif olarak yaklaştığından biz de taraflarca üretilen ve hepsi de sonuçta pomakları yok sayan zihniyetlere temkinle ve güvensizlikle yaklaşıyoruz.

Bu arada bölgede Pomak varlığını resmi anlamda kabul eder görünen Yunanistanın dahi başta Türkler ve makedonlar olmak üzere diğer tüm insanlara temel insani ve kültürel haklarını tanıması şartıyla bizce iyiniyetli olduğunu göstermiş olur.

Offline daylek

  • Adviser
  • ****
  • Posts: 551
  • Gender: Female
  • pomakinka gorda sam jena... SorguluYorum
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #19 on: April 27, 2010, 12:46 »
bu arada Recep Bey! fotoğrafınızı gördükten sonra anımsadım; sizin çok hoş bir balat denemenizde vardı sanırım. Heralde görsel hafızam yanılmıyordur ? Rica etsem bu denemenizi yada denemelerinizide bizimle paylaşabilirmisiniz ? (Yanlış anlamayın lütfen deneme diyorum ama bunu söylememin nedeni edebiyat mazinizden bihaber olduğum içindir. Kusursa affola )
 
Saygılarımla...   

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #20 on: April 27, 2010, 16:15 »
You are not allowed to view links. Register or Login

          * Sarı Saltuk
   
      “Balkanlarda ortak bir “Sarı Saltık kültü” vardır. Bu inanışın izlerine, etkinliğine Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Kırım ve Azerbaycan’ın tümünde rastlanır. Tarihlerin anlatımına göre Sarı Saltık 1263’lerde 12 bin Türkmen ailesiyle Kırım ve Dobruca yörelerine gidip yerleşmiş ve İslamlığı yaymaya çalışmıştır. 14. yüzyılda yöreyi dolaşan ünlü Arap gezgini İbni Batuta bu yıllarda yörede “Ahilik”le birlikte “Sarı Saltık kültü”nün de yaygın olduğunu, en çok Edirne ve İsakça’da yaşadığını yazar . Doğu Avrupa Bektaşiliğinin “sarışın dedesi” Sarı Saltık Dede’nin yaşamı, misyonerlik çalışmaları tüm Doğu Yunanistan’da, Doğu Bulgaristan’da, Güney Romanya’da Arnavutluk’ta, Altınordu ükesinde ve Rumeli’de söylenceleşmiştir… Balkanlarda Hıristiyan kesimler dahi Sarı Saltık’ın kendi dinlerinin yayıcısı olarak görürler. Balkanların çok yerinde ve Yugoslavya’da; İpek, Kruya, Prielp ve Paştrik Dağı’nda Sarı Saltık’ın mezarı olduğu söylenir.”(Baki Öz- Balkanlarda Alevilik Bektaşilik)
 
       “Kanuni Sultan Süleyman, Şeyhülislam Ebussuud efendiden Sarı Saltuk hakkında bir fetva vermesini şu suretle istemiştir: ‘Sinde sindeşim, halde haldaşım, ahiret karındaşım eimme-i selef bu meselede ne buyururlar ki; Saru Saltuk dedikleri şahıs evliyaullah mıdır, beyan buyurulup musap oluna’ Şeyhülislam bu soruya ‘Riyazet (perhiz) ile kadid olmuş (zayıf düşmüş)  bir keşiştir.’ Cevabını vermiştir. Okiç (mevcudiyetine dair tartışmada) bu fetvanın veriliş sebebini aydınlatmaya çalışmıştır. Ölümü üzerinden uzun zaman geçmeden Sarı Saltuk’a ait menkıbelerle Hıristiyan azizlerinin menkıbeleri arasında irtibat kurulmağa başlandığı anlaşılıyor. Sarı Saltuk menkı¬be¬le¬ri¬nin Hıristiyan azizlerinden en çok Nikola, sonra Cörc  Simeon, Eli, Spiridon ve Naum’un men¬kı¬beleriyle karışık olduğu görülmektedir.” (Prof.Dr Şükrü Akalın – Anadolu ve Balkanlarda Sarı Saltık)

Dobruca'da ki Kırım Tatarlarında Sarı Saltuk vardır lakin Bektaşilik kesinlikle yoktur , Kırım'da ne Bektaşilik ne Alevilik ne de Şiilik v.b. durumlar yoktur. İlber Ortaylı.

Offline recep memis

  • Avarage member
  • ***
  • Posts: 94
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #21 on: April 27, 2010, 22:48 »
Çocukken oynadığımız bir oyun vardı.  Bulunduğumuz gruba yaklaşan başka bir çocuk görünce aramızda anlaşırdık. Bize katıldığında diğerleri onu lafa tutarken, birimiz arkasından yanaşıp, alelacele bir daire çizerdik etrafına. Çıkarsan ölürsün derdik. Çıkamazdı. Taa  ki bizlerden biri dairenin en azından çıkmasına yetecek bir yanını, ayaklarımızla silinceye kadar. Böyle bir oyuna düşürüldüğümüzde biz de çıkamazdık içinden. Çarpılacağımıza inanırdık çünkü.

Bunun bir "Yezidilik" inanışı olduğunu öğrendim sonra. Yezidilerde daire kutsaldır. Çiğnenemez.

Şimdi; Drama ve Menlik göçmenlerinin yaşadığı bir köydü burası ve tamamı sünni... Bilinen geçmişlerinde "Yezidilik" yok.

Çocuk oyunlarında da olsa bu "Yezidi" inanışını yansıtan ritüelin varlığı karşısında; uzak atalarda bu yönlü bir çakışma olmadığını söylemek mümkün değil kanımca...

Yine  Balkanlarda yaşayan hıdrellez  adetleri arasında ateşten atlayarak arınma ritleri vardır.  Bunların "Zerdüşt" inançlarıyla alakalı olduğunu biliyoruz. Zerdüşt dininin bu bölgede etkin  olmadığını söylemek mümkün...  Bir etkileşim olmadan ritlerin benmsenip çağlar ötesine taşınması ise tam aksine mümkün değil.

Kısacası şu ki; anılan bölgelerde bugün ya da yakın geçmişte, Bektaşi, Alevi durumları kesinlikle yoktur demek; Sarı Saltık Kültü"nün reddedilmeyen varlığı karşısında, geçmişte hiç olmadığı anlamına gelmez. Tıpkı günümüzde "sünni" olan Pomakların; Bogomil/Alevi/Bektaşi bir geçmişe sahip olabilecekleri gibi...  Aynı şekilde sünni olan Türklerin geçmişte Şamanist olabilecekleri gibi... Belirtilen alanların geçmişinde de belirgin bir Alevi/Bektaşi etkinliği vardır.

Osmanlı öncesinde Balkanlarda olduğu gibi Dobruca ve Kırım'da da belirgin bir Bogomil etkinliği vardı. Bu etki Türk olmayan nüfüs yanında bölgeye  kuzeyden gelen (Kuman, Peçenek, Uz vb.) Türk nüfus içinde de mevcuttu. İslamlaşma genel olarak; Bogomillerin Alevi/Bektaşi hattı üzerinden dönüşmesiyle gerçekleşmiştir. Sünnileşme ise bunu izleyen süreçte... Hem Hıristiyan hem Müslüman kesimde kültleşen Sarı Saltık Efsanesi bu dönüşüm hattının folklorik belgesidir.

"Pomak" adının; yerli Hıristiyanların, Müslümanlaşan Bogomilleri tarifinden doğduğunu biliyoruz. Bogomiller homojen bir etnisite değildi. Farklı etnik grupların arasında  çok sayıda göçebe Türkler de vardı.  Yerliler açısından bunlar da "Pomak" olarak görülüyordu. Bir kısmı giderek kaynaştıkları Pomaklar içinde Türk dilini unutacak şekilde eridi bunların. Bazıları ise homojen yaşadıkları köylerinde dillerini muhafaza edebildi.  "Türkçe konuşan Pomaklar"dan söz edildiğini duyuyoruz zaman zaman. Balkanlarda Bogomilleşip, belirtiğim hat üzerinden islamlaşan Türklerdir. Ki Pirin Makedonyasında Türkçe konuştukları halde "Pomak" olarak görülen bir grubun hala mevcut olduğunu duyuyorum ben de... 

Kamenitsa, Breznitsa, Belitsa, Çerna Mesta, Strim Vrach, Grinçar gibi köyler hayli tipiktir bu konuda. Balkan harbi döneminde bu köylerden kaçan Gacallar Türkçe konuşuyor ama yaşlıları yöreye özgü Makedon aksanlı Pomakçayı biliyordu. Yaşadığım köy ve komşu köylere iskan oluşlarından çok iyi tanıyorum bu kesimi...  Bugün onlardan kalanların ve muhtemelen daha sonra katılanların yaşadığı Breznitsa'dan bir dostuma anlattım bu durumu. Yaşlılara sorduğunda; köylülerimden dinlediğim kaçış maceralarını birebir aktardıkları halde;  Türkçe konuştukları bir geçmiş bilgisini hatırlamadılar bile... Onların hatırlamamış olması da en azından bazılarının "Türk/Gacal geçmişi olmadığını ifade etmez sanırım.

İlber Ortaylı; olsa olsa bölgenin bugünü ya da çok yakın bir geçmişi için böyle söylemiş olmalıdır. Konuyu özel olarak araştıran Çukurova İlahiyat Fakültesinde akademisyen  Kadir Albayrak, "Bogomilimzm ve Bosna Kilisesi" adlı kitabında yukarıda belirttiğim hususları ayrıntılarıyla sergilemektedir.

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #22 on: April 28, 2010, 01:55 »
yok yok İlber Ortaylı öyle demiyor.

''Şimdi Kırım’a bakıyorsun, Osmanlı ülkesiyle 13. asırdan itibaren zaten   İslamlaşma da oluyor Selçukiler devrinde. Yalnız Memlukların da etkisi   var ordaki İslamlaşma’da. Buna rağmen, orada tarikatlar deyince mesela   Bektaşiliği görmüyoruz. Kadirilik görüyoruz. Mevlevilik görüyoruz. Biraz   değil asıl Mevlevilik. Ve Nakşilik bile var. Bu niye böyle? Niye mesala   Arnavutluk’ta bir sürü Bektaşi var. Niçin 17.asırda Girit alınmış bir   sürü Bektaşi ve Alevi dedesi var. İkisi biraz farklıdır.''

Ortaylı'nın bir yazısı. ayrıca aynen dediği gibi de Alevilik ve Bektaşilik farklıdır bu Balkanlar da da farklı kabul edilir.

Türklerin geneli kesinlikle Alevi değildir yada Alevilikten gelmiş değillerdir , ayrıca Bektaşilikte Alevilik değildir. Türklere İslam genelde Yesevi tarikatından yayılmıştır , Türkistan'dan Hoca Ahmed Yesevi'nin Alperenlerinden. Sarı Saltuğa Bektaşi diyebilirim ama Alevi diyemem ben. Şeyh Bedreddin'e ise ne Alevi ne de Bektaşi derim. Kendine özgü bir ekolü olan bir isyancıdır.

Kırım Hanlığı artı Altın Ordu hatta Kıpçaklar desek İslamı savaş ile kabul etmemişlerdir , yine bir Kıpçak olan Memlük ülkesinin liderleri vasıtası ile kabul etmişlerdir. Sultan Beybars'ın ata yurdu olan Kırım'da Eski Kırım şehrinde yaptırdığı camiinin kalıntıları hala durur. Bu Türk topluluğu ve Orta Asya Türkleri Alevi olmadılar ve bugün de değiller. Orta asyayı da Osmanlı sünnileştirmemiştir herhalde :)

Offline recep memis

  • Avarage member
  • ***
  • Posts: 94
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #23 on: April 28, 2010, 10:16 »


Diyelim ki anladık bunları, varsaydık ki tam da öyle yaşansın tarih,.. Alevi/Bektaşi inançları hiç benimsememiş olsun oralarda halk. Yani başından beri sünni...  O zaman nasıl izah edebiliriz Sarı Saltık'ı kutsamasını, evliya olarak benimsemesini... Tam da oralarda etkin şekilde benimsendiği kabul  edilenve sünni kesimlerce "ahriyan, zındık, mürted" olarak vasıflandırılıp "kanı helal malı haram" diye hakkında  fetvalar düzülen anlayışı temsil eden biri için bu mümkün olabilir mi? Benim mantığım hayır diyor....

Buna rağmen nasıl izah edilebildiğini biliyorum ama... Önce aslından kopartılıp bir adım ötesindeki kavramlarla kuşatılıyor bi güzel. Bu kundakta bir süre uyutulduktan sonra gelsin yepyeni elbiseler. Resmi ideolojik aygıt görevi gören sünni çevrelerin geliştirdiği inkar politikasıdır bu Selçuklu/Osmanlı süreğinin...  Babai geleneğinde isyan kapasitesini sınamış Alevileri tanımayacaksın. Mevcut olanı inkar edeceksin yani. O kesimlere daha ılımlı olarak vasıflandırdığın Bektaşi elbisesi giydireceksin aklın sıra...  Bektaşiliği benimsettiğini düşündüğün zaman Sünni sarıklara gelecek sıra...  Cami diyorsun, elbette vardı. Oralarda aleviler hükümet oldu diyen de yok zaten. Ve sünni iktidarlar; içinde ibadet edecek insanların hazır bulunduğu yerlere yapmıyor camileri yalnızca... Gelecekte kazanacaklarını varsaydıkları cemaat için çok önceleri inşa ettikleri de var, oldukça bol miktarda hem de... İsyan türünden sıkıntı hallerinde kılıçtan geçirilecek olanları, camiye girip girmemelerine göre ayırdedebilmek için... Can korkusuyla da olsa camiye adım atanın işi tamamdır. Arkası gelecek diye düşünülür çünkü. Çok uzağa gitmeye gerek te yok. Tek cemaat üyesi atanmış  imam olan camilerle doludur  Alevi/Bektaşi köyleri Anadolu'nun... Ve bir sürüsünün de inşaatı sürer haldedir hala... Biz dönelim esas konumuza...

Neymiş? Sarı Saltık Alevi değilmiş, Bektaşi'ymiş... Ve hatta günümüzde Sünnileşmiş kesimde unutulamayan kült izleri nedeniyle saygı gördüğünden bahisle hala, sünni olarak görülmelidir o da.. Geçelim bunları efendim. Aslına yabancılaştırma çabalarını daha, iktidar makamlarınca hazırlatılan Saltukmname'de net olarak izleyebildiğimiz bu şahsiyet Babai/Alevi geleneğinin Balkanlardaki simgesidir. Bu nedenle o süreği izleyen Akyazılı, Otman Baba gibi Alevi önderleri; biz onun zuhuruyuz diyordu. Ne Balım Sultan'ın, ne Kızıldeli'nin, ne de Hacı Bektaş'ın... Sarı Saltık'ın zuhuru...

Şeyh Bedrettin  Selçuklu saray ailesinden geliyor kökeni. Sünnidir evet. Anadolu ve Balkanlarda bilgisni sınamaya cüret edecek fakih bulunamayacak kadar Fakih'tir de üstelik...  Taa ki Mısırda fıkıh kitaplarını Nil nehrine atıp tasavvuf kervanına katılıncaya kadar öyledir. Sonrası malum. Bogomil/Alevi karakterli bir isyanın merkezi olacak kadar zındık... Malum gider kaleminde "kanı helal" diyecektir Mevlana Haydar...  Kökeninin Alevi olup olmaması nedeniyle Alevi sayılıp sayılmaması bizim konumuz değil. Bizim derdimiz Pomakların; Bogomilizmden, Aleviliğe, Bektaşiliğe ve nihayet Sünniliğe doğru uzanan dönüşüm süreçlerini doğru anlayabilmek. Bu isyanlar ve sonrasında yürümesi kaçınılmaz takibat süreçlerine dedelerimizin verdiği tepkiyi açığa çıkarabilmek. Bu meyanda Bedrettin Alevi değil demek, o isyanların dönüştürücü sonuçlarını gözardı etmek anlamına geliyor. 

Tarihte sancısız dönüşüm yoktur. Her ne kadar sonrasında "lay lay lom" masalları anlatılsa bile... Bu günden bakınca; her isyan sonrasında, önceden inşa edilmiş Cami ya da bölgeye konuşlandırılmış Sünni Dergah kapılarının hayatta kalma seçeneği olarak sunulduğu, "zora dayanmayan"  bu sancıların vurduğu karnı saptayamadan İslamlaşma/Sünnileşme  öykülerini anlamlandırmak müşkül olacaktır.

Bu meyanda, Sarı Saltuk Bektaşi'ydi, dönemin en büyük Alevi isyanının başı olan  Şeyh Bedrettin Alevi değildi, demek; Şair Ece Ayhan'ın o güzelim "Yort Savul" şiirini anımsatıyor sadece bize...  Ki; "yort savul" sözü de; bugünlerde hayli Sünni elbiselerle bezenmeye çalışılan, "Yunus Emre"ye aittir.

Ne diyordu Yunus; "padişahı kim bileydi, kul itmese yort savul".....

Baktığımız yöne göre gösterir yüzünü bize tarih.  Ne gördüğümüz nerden baktığımızla alakalıdır.

Sarı Saltık'ı, Şeyh Bedrettin'i ve Yunus Emre'yi kendi kimlikleri içinde bir kere daha anlamak için; Ece Ayhan'ın dizeleriyle bitirelim sözü biz....

"6. Nerede kalmıştık? Tarihe ağarken üç ağır yıldız
Sürünerek geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yolu
k"

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #24 on: April 28, 2010, 12:23 »
You are not allowed to view links. Register or Login

Diyelim ki anladık bunları, varsaydık ki tam da öyle yaşansın tarih,.. Alevi/Bektaşi inançları hiç benimsememiş olsun oralarda halk. Yani başından beri sünni...  O zaman nasıl izah edebiliriz Sarı Saltık'ı kutsamasını, evliya olarak benimsemesini... Tam da oralarda etkin şekilde benimsendiği kabul  edilenve sünni kesimlerce "ahriyan, zındık, mürted" olarak vasıflandırılıp "kanı helal malı haram" diye hakkında  fetvalar düzülen anlayışı temsil eden biri için bu mümkün olabilir mi? Benim mantığım hayır diyor....


Sarı Saltuk hakkında kanı helal malı haram diye hiçbir fetva duymadım , ispat rica etsem? Şimdi öncelikle şunu netleştirmek gerek Sarı Saltuk meselesi çok çok net bir mesele değildir , biraz efsanevi bir meseledir o yüzden uzmanlar ondan bahsederken hiçbir zaman tam teşhis koyup bahsetmezler hakkında kanıtsal olarak ne varsa onların dışına çıkmazlar , yani Aleviydi , Sunniydi falan sizin tabirinizle elbise giydirmezler. Saltukname bende de mevcut. Yaşadığı yer ve zaman bile net değildir birden fazla kabirleri mevcuttur. Çok farklı ideolojik teoriler de mevcuttur hakkında.

Bende benim kabul ettiğimi söyliyeyim , evet Sarı Saltuğu Dobrucadaki Kırım Tatarları da sahiplenir Babadağ'da bir kabri vardır , fakat o belgedeki Kırım Tatarlarının Osmanlı etkisi sadece 100 yıl kadardır. Sarı Saltuk bir çok Alperen gibi Hoca Ahmed Yesevi oçağı çıkışlıdır, diye kabul ediyorum ben.

Benim köyümün etrafında alevi köyler vardı , fakat bizimle pek ortak yanları yoktu , aramızda dialok olsa da evlilik türü şeyleri ben daha görmedim ve duymadım.

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #25 on: April 28, 2010, 12:32 »
You are not allowed to view links. Register or Login

Neymiş? Sarı Saltık Alevi değilmiş, Bektaşi'ymiş... Ve hatta günümüzde Sünnileşmiş kesimde unutulamayan kült izleri nedeniyle saygı gördüğünden bahisle hala, sünni olarak görülmelidir o da.. Geçelim bunları efendim. Aslına yabancılaştırma çabalarını daha, iktidar makamlarınca hazırlatılan Saltukmname'de net olarak izleyebildiğimiz bu şahsiyet Babai/Alevi geleneğinin Balkanlardaki simgesidir. Bu nedenle o süreği izleyen Akyazılı, Otman Baba gibi Alevi önderleri; biz onun zuhuruyuz diyordu. Ne Balım Sultan'ın, ne Kızıldeli'nin, ne de Hacı Bektaş'ın... Sarı Saltık'ın zuhuru...


Hehe , Otman Baba Alevi önderidir. yahu bu Otman ismi ne kadar da Osman'a benziyor hehe. Eee tabi Osman isminde hiç Alevi önder olur mu?

Bu yazılar tanıdık geliyor , örnekler uzar giderler , Balkanlarda araştırılsın araştırılmasın tekke , dergah, türbe dendimi Alevi giysisi hemen giydirilir. Sünni tarikatlar, dergahlar hiç yokmuş gibi hehe.

Bir zahmet bu saydıklarının Alevi olduklarına dair ispta rica edeyim.

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #26 on: April 28, 2010, 12:33 »
Quote
Osmanlı öncesinde Balkanlarda olduğu gibi Dobruca ve Kırım'da da   belirgin bir Bogomil etkinliği vardı. Bu etki Türk olmayan nüfüs   yanında bölgeye  kuzeyden gelen (Kuman, Peçenek, Uz vb.) Türk nüfus   içinde de mevcuttu.

Kırım'da ki bogomil etkinliğinin de ispatını rica edeyim.

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #27 on: April 28, 2010, 12:47 »
You are not allowed to view links. Register or Login

Şeyh Bedrettin  Selçuklu saray ailesinden geliyor kökeni. Sünnidir evet. Anadolu ve Balkanlarda bilgisni sınamaya cüret edecek fakih bulunamayacak kadar Fakih'tir de üstelik...  Taa ki Mısırda fıkıh kitaplarını Nil nehrine atıp tasavvuf kervanına katılıncaya kadar öyledir. Sonrası malum. Bogomil/Alevi karakterli bir isyanın merkezi olacak kadar zındık... Malum gider kaleminde "kanı helal" diyecektir Mevlana Haydar...  Kökeninin Alevi olup olmaması nedeniyle Alevi sayılıp sayılmaması bizim konumuz değil. Bizim derdimiz Pomakların; Bogomilizmden, Aleviliğe, Bektaşiliğe ve nihayet Sünniliğe doğru uzanan dönüşüm süreçlerini doğru anlayabilmek. Bu isyanlar ve sonrasında yürümesi kaçınılmaz takibat süreçlerine dedelerimizin verdiği tepkiyi açığa çıkarabilmek. Bu meyanda Bedrettin Alevi değil demek, o isyanların dönüştürücü sonuçlarını gözardı etmek anlamına geliyor. 


Hımm demek Bedrettin'in Alevi Bektaşı ispatı bu. :)

Sosyalist diyenler de var onun için , yarın yanağından başka herşey eşit falan diye şiirler okuyorlar. :)




Offline recep memis

  • Avarage member
  • ***
  • Posts: 94
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #28 on: April 28, 2010, 13:49 »


Bayım sorduklarınızın yanıtları ve bulunabileceği kaynaklar yazılarımın içinde var.  Ezberi yıkılmadıkça görememe özürlü bakışlar benim sorunum değil.  Hükümet komiseri edasıyla matbu sorular sormayı fikir tartışması sananlara zaman ayırmaya da hiç niyetim  yok açıkçası. Tanıyorum çünkü bu anlayışı. Meselenin özüne dair tek bir sözü barındırmaz dağarcığında. Şurası yamuk, orası tu kaka diyerek rafa kaldırmak derdindedir peşinen ezberletilmeyen bütün fikirlerin. Pomaklara dair yürütebilecekleri bütün tartışma mesela; "özbeöz Türktür" e çıkar eninde sonunda. Bu sözler bizlere de söylendi, daha işin başında. Yunandır, Bulgardır dendi. Bunlarla yetinmeyip daha ötesini arayanların buluştuğu bir platformdur burası.  Öteye dair sözünüz varsa (ki duymadım ben, en azından bu tartışma faslında..) söyleyin, dinleyelim. Bunun dışında birikmiş  ideolojik kinlerinizi başka yerde silkeleyin lütfen.

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Re: Pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması - Recep MEMİŞ
« Reply #29 on: April 28, 2010, 14:16 »
Hımm peki bir kere daha gözden geçiricem. Fakat isterseniz görememe özürlü gibi uslubtan vaz geçin isterseniz tabi benim için pek sorun değil :)

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42