Anlatacağım evlilik geleneği 1950 yıllarına kadar Manisa Spil dağı üzerinde bulunan İzmir Kemalpaşa’ya bağlı Beşpınar ve Manisa’ya bağlı Ayvacık ve Turgutalp köylerinde uygulanan evlilik geleneğini yansıtmaktadır. Sonra her adet gibi bu da zaman içinde değişmiştir. Çevredeki diğer köylerin adetleri Pomak köylülerince de benimsenmiş ve bu evlilik geleneği ortadan kalkmıştır.
Bir oğlan bir kızı sevdiğinde oğlanın ailesi kızın ailesine gizlice haber gönderir. Bir gece oğlanın anne ve babası kıza takılacak takıları alıp kızın evine giderler. Kız usulünce istenir. Kız oğlanın anne ve babası ile birlikte oğlan evine getirilir. Burada dini nikah yapılır.
Gerdek gecesi oğlan üç el silah atar. Bu adettir. Manası da malumdur. Bundan sonra 15-20 gün kız ve oğlan tarafı birbirine hiç gitmez. Bunun kızın yeni evine alışması ve baba evinden ayrıldığını anlaması için olduğunu sanıyorum.
Sabah olunca namazdan sonra erken vakitte evde görümce varsa gelin ve görümce birlikte su taşınan bakraçları alıp köyün çeşmesine giderler. Gelin su doldurur, ancak görümce bu suyu yere döker. Bu üç kere tekrarlanır. Bunun anlamı görümce gelinden bahşiş istemektedir. Gelin bahşişi görümceye verir. Su bakraçlara doldurulur ve eve gelinir.
Aradan 15-20 gün geçer. Kız tarafı kızın halen kız evinde duran çeyizlerini almaya davet eder. Oğlan tarafı bir koyun keser. İçini pirinç doldurur. Fırında pişirir. Pişen koyun tepsi ile beraber kızın evine gönderilir. Oğlan tarafı ayrıca küçük ekmekler ve börekler yapar. Onları da kız tarafına gönderir.
Kız evi gelen tepsideki koyunu parçalara böler. Küçük ekmeklerin üzerine koyar ve komşulara dağıtır.
Oğlan evi kız evine gider.Çeyizin taşınacağı katırları da yanlarında getirirler. Katırlara peşkir bağlanır. Kız tarafında yenilir, içilir. Çeyizler katırların üzerine yüklenir.
İlginç bir durum şu ki: Gerek düğün törenlerinde gerekse sünnet törenlerinde müzikli eğlencenin hiç yapılmamasıdır. Bu durum Pomak kültürüne ait şarkıların ve oyunların yaşatılması için gereken zeminin oluşmasını engellemiş ve kültürümüz bu yüzden çabuk kaybolmuştur. Giderek çevredeki Yörük köylerinin adetlerinden etkilenilmiş ve davul ve zurna ile düğün geleneği böylece köylerimize yerleşmiştir.