Türkçe > Pomak gelenekleri
Breznitsa’da Hıdrellez Geleneği (Gergövden)
Rahmie:
Ahırkapı'da Hıdrellez 2008
Video Galerisi
http://www.hidrellez.org/video_galerisi.asp
bello:
BATI TRAKYA’DA HIDRELLEZ GELENEĞİ
Birçok toplumun kültüründe olduğu gibi bizim kültürümüzde de geleneksel mevsimlik bayramlar vardır. Halkın kendi değer yargılarına, dünya görüşüne, olaylara bakış açısına, olayları algılayış ve yorumlayışına göre oluşturduğu bu bayramlar, bünyesinde çeşitli inanç ve uygulamalar barındırır.
Toplumların ayakta kalmasında kültürlerin yeri ve önemi büyüktür. Kültürleri oluşturan önemli unsurların başında ise gelenek-görenek ve inançlar gelmektedir.
Gelenekler, tarihi kesin olarak tespit edilemeyen dönemlerden kalmadır. Neden, niçin, nasıl gibi sorular sorulmaksızın atadan oğula kalmıştır ve bu gelenekler milletleri ayakta tutmayı başarabilmiştir. Türk kültürü içinde canlılığını koruyan geleneklerden biri de “Hıdrellez”dir. Hıdrellez geleneği, bir bayram olarak bütün Türk milletinin topluca katıldığı, kutladığı, bir takım gelenekleri yerine getirdiği bir bahar bayramıdır. Oldukça eski bir devire inen bu kutlamalar, nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.
Hıdrellez’den sonra yazın geldiği inancını yaşatan Türk toplumu, Hıdrellez’le birlikte artık karakışın geride kaldığını, gelecek günlerin tabiatın canlandığı bahar ve yaz günleri olduğunu vurgulamaktadır. İşte böyle bir günü Batı Trakya Türkleri de “bahar bayramı” olarak kutlamaktadır. Hıdrellez, yüzyıllardır kültürümüz içinde var olmuş, bugün de yaşatılmaya çalışılan önemli bir geleneğimizdir.
Hıdrellez; Hızır ve İlyas Peygamberlerin her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan 6 Mayıs'a rastlayan güne verilen isimdir. Bu isim, Hızır ve İlyas Peygamberlerin adından türemiştir. Efsaneye göre; ölümsüzlüğe erişmiş olan iki Peygamber Hızır ve İlyas, Hıdrellez günü buluşup görüşürler. Yerleşmiş geleneğe göre Hıdrellez günü, bu buluşmayı ve baharın gelişini kutlamak için eğlenceler düzenlenir. Eski Türkler zamanından kalma kutsal bir gündür. Hızır ve İlyas sözcükleri söylene söylene halk ağzında “Hıdrellez” biçimini almıştır.
Ölmezliğe eriştiğine inanılan Hızır’ın zaman zaman dünyayı ziyaret ettiğine, tanınmadan insanların arasına katıldığına, kaynaştığına ve iyi kalpli insanlara iyilik ettiğine de inanılır. Bu nedenle (Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez, Hızır gibi geldi) sözleri de bu inancı örneklemektedir.
Hıdrellez günü halk takviminde yazın başlangıç günü olarak kabul edilmektedir. Türklerdeki halk takvimine göre bir yıl iki ana bölüme ayrılır. Hıdrellez gününden (6 Mayıs) 8 Kasım’a kadar süren devre 186 gün olup Hızır günleri adıyla anılmaktadır. Bu dönem genellikle yaz mevsimine tekabül etmektedir. 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar süren ikinci devre kış devresi olup Kasım günleri olarak adlandırılmakta ve 179 gün sürmektedir.
Hıdrellez; havaların ısınması, cemrelerin düşmesi, ağaçların tomurcuklanması, dağlarda kır çiçeklerinin açması gibi olaylarla yeni bir mevsimin müjdecisidir.
BATI TRAKYA TÜRKLERİ HALK KÜLTÜRÜ’NDE HIDRELLEZ
Yunanistan’da yaşamlarını sürdüren Batı Trakya Türklerinin folkloru oldukça zengindir. Batı Trakya’da halen yaşatılan halk geleneği ve inançlarından birisi de geçmiş yıllardaki kadar coşkulu bir şekilde kutlanmasa da Hıdrellez geleneğidir.
Konuyu, Hıdrellez ile ilgili Gelenekler ve İnançlar olmak üzere iki ana bölümde incelemek uygun olacaktır.
BATI TRAKYA TÜRKLERİNDE HIDRELLEZ İLE İLGİLİ GELENEKLER:
Eskiden Batı Trakya’da Hıdrelleze ilgi çok fazlaydı. Bir hafta önceden akrabalar davet edilerek Hıdrellez hazırlıkları başlardı. Bu özel günde mesire yerlerine gidilir, Hıdrellez eğlenceleri sabahtan akşama geç vakitlere kadar sürerdi. Son yıllarda da eskisi kadar coşkulu olmasa da Hıdrellez geleneği yaşatılmaktadır.
Hıdrellez gününden birkaç gün önce her gün genç kızlar, köyün ya da mahallenin meydanlığında veya uygun bir yerde toplanır ve Hıdrellez gününe kadar gelecek olan o özel günü karşılamak için bol bol eğlenirler, çeşitli oyunlar oynayarak kurulmuş olan salıncaklarda sallanırlar.
Hıdrellez gününden bir önceki gece, köy ve kasabanın bütün genç kızları toplanıp bir toprak çömlek bulurlar. Her genç kız bu toprak çömleğin içine kendisine ait; yüzük, kolye, küpe gibi bir eşyasını atar. Çömleğin içi su doldurulup ağzı kapatılır ve bir gül ağacının altına konur. Gece boyunca çömlek orada kalır.
Diğer yandan o gece her evde sonraki gün yapılacak eğlence için çeşitli hazırlıklar yapılır. Hıdrellez günü için kuzu veya oğlak kesilir, köyün erkekleri eğlence yerini hazırlarken, kadınlar ve genç kızlar da yemek hazırlıklarıyla uğraşırlar. Önceden belirlenmiş bir kişi de her aileyi gezerek her evden birer tabak mısır toplar. Toplanan mısır akşamdan ıslatılır.
Hıdrellez sabahı halk erkenden belli bir yerde toplanır ve topluca eğlencenin yapılacağı yere gidilir. Eğlence yerine gelince hep birlikte kahveler içilir, kadınlar ateş yakıp akşamdan ıslattıkları ve “Gölle” dedikleri mısırı kaynatırlar, erkekler de akşamdan hazırladıkları kuzuları pişirirler.
Ve sıra heyecanla beklenen ana gelir. Erkekler öğlen yemeği için hazırlık yaparlarken, kadınlar ve genç kızlar da ayrı bir yerde toplanıp akşamdan gül ağacının dibine bıraktıkları küpü alırlar. Çömlek ortaya konur, başına kırmızı bir çember örtülmüş olan küçük bir kız da çömleğin yanına oturtulur. Genç kızlar, kadınlar ve mani okuyacak olan kişi de çömleğin yanına oturur ve;
“Ateşleri yakalım
Yumurta haşlayalım
Bugün Hıdrellez günü
Maniye başlayalım” der.
Başı kırmızı çemberle örtülü olan küçük kız elini çömleğe sokar, manici kadın veya genç kız bir mani söyler. Mani bitince çocuk çömleğin içinden bir eşya çıkarır. Söylenen mani o eşyanın sahibi olan genç kızın niyetine çıkmış olur. Çömlekten kimin eşyası çıkarsa (herkes eşyasını bilir) okunan mani onun falıdır. Küpün içindeki bütün eşyalar bitine dek bu olay tekrarlanır. Küpte kalan su ile bütün kadınlar ve genç kızlar yüzlerini yıkarlar. Bu suyun ciltlerini kırışmaktan koruyacağına inanırlar.
“Niyet çekme” denilen bu olayın ardından genç kızlar çeşitli oyunlar oynayarak eğlenirler.
Öğlen olunca sıra yemeklerin yenmesine gelir. Yemekten sonra, genç kızlar akşamdan hazırlanmış salıncaklarda sallanarak türküler söylerler. Onların karşısında da köyün genç erkekleri davul zurna eşliğinde oyun oynayıp salıncaklarda sallanan kızları seyrederler.
Akşam üzeri herkes toplanıp evine gider. Gece, köy ve kasabalarda Hıdrellez gecesi düzenlenir. Bu gecede de gençler sabaha kadar oynayıp eğlenirler.
Hıdrellez Yemekleri:
Hıdrellez günü yaygın adetlerden biri; kuzu eti, yahut kuzu etiyle pişmiş yemek yemektir. Çünkü; Hıdrellez günü Hızır’ın gezdiği, ayağını bastığı yerlerde dolaşan kuzuların etinin, insanlara şifa, sağlık ve canlılık vereceği düşünülür.
Taze yaprak dolması, taze bakla yemeği ve her evden bir miktar mısır toplanarak kazanda kaynatılan “gölle” de Batı Trakya’da başlıca Hıdrellez yemeklerindendir.
Hıdrellez Kıyafetleri:
Hıdrellez günü herkes temiz giysiler giymeye özen gösterir.
Geçmiş yıllarda genç kızların Hıdrellez sabahı başlarına pembe oyalarla süslü beyaz çemberler bağladıkları da aktarılmaktadır.
Hıdrellez Oyunu:
Hıdrellez günü genç kızlar çeşitli oyunlar oynayarak hoş vakit geçirmeye çalışırlar. Eski yıllarda “Alaylar” oyununun Hıdrellez’in vazgeçilmezi olduğu belirtilmektedir. Bu oyun için genç kızlar iki gruba ayrılıp el ele tutuşurlar ve aşağıdaki türküyü karşılıklı birbirlerine söylerler:
1.Grup: - Alaylar alaylar destop alaylar.
Ne gördün, ne istersin bizim alaydan.
2. Grup: - Sizin alaydan bir kız isteriz.
1. Grup: - O kızın adını söyleyin bize.
2. Grup: - O kızın adı Ayşe Hanım’dır.
Türkü bu şekilde karşılıklı söylendikten sonra, ikinci grup birinci gruba zıplaya zıplaya gelini almaya gider ve;
-Ağlaya sızlaya biz gelin alırız
- Ağlaya sızlaya biz bu kızı alırız
diyerek gelini alıp götürürler. Bütün kızlar bu şekilde türküde yalnız isimleri değiştirilerek alınır ve oyun biter.
HIDRELLEZ İLE İLGİLİ İNANÇLAR
Batı Trakya’da Hıdrellez kutlamalarında bazı gelenekler mutlaka yerine getirilmektedir. Halk arasında bu geleneklerle ilgili olarak birtakım inançlar oluşmuştur.
Batı Trakya’da Hıdrellez’in yaklaşması ile evler baştan başa silinip temizlenir. Bu çabalar Hızır Aleyhisselam’ın eve
eve uğramasını sağlamak içindir. Hıdrellez suyu ile evindeki eşyaları yıkayan kişinin, bütün yıl boyunca rahatsızlıklarla karşılaşmayacağına inanılır. Hıdrellez günü birtakım bahar çiçeklerinin toplanarak, kaynatılıp içilmesi tamamen şifa inancı ile ilgilidir.
Hıdrellez’de yakılan ateş üzerinden sağlık, sıhhat dileyerek üç defa atlayan kişinin yıl boyunca sağlıklı olacağına inanılır.
Hıdrellez gecesi Hızır’ın yeryüzünde gezindiği ve dokunduğu yerlere bereket saçacağına dair olan halk inancı sonucu birtakım gelenekler oluşmuştur. Mesela; yiyecek ve içecek kapları ile erzak dolaplarının kapakları gece boyunca açık bırakılır, cüzdanların ağızları kapatılmaz.
Hıdrellez günü, güneş doğmadan kalkılır. Geç kalkanların, şafak vakti evleri dolaşan Hızır'dan nasiplenemeyeceğine inanılır.
Hıdrellez’de uygulanan en önemli tören şüphesiz “Niyet çekme” oyunudur. Genç kızların talihlerini açmak, kısmetlerini, geleceklerini belirlemek için uygulanmaktadır. Genç kızların “niyet çektikleri” toprak çömlekteki su ile yüzlerini yıkayanların da ciltlerinin kırışmayacağına inanılır.
Sabahleyin dua edilmesi, dilek ve temennilerde bulunulması, toplu olarak ailece yemek yenilmesi, yapılması gereken adetler olarak görülmektedir.
Hıdrellez sabahı ağaçlarda yaprak oynamaz.
HIDRELLEZ YASAKLARI
Temizlik ve yemek pişirme işleri Hıdrellez gününe bırakılmaz, birkaç gün öncesinden yapılır. O gün; yeme, içme ve eğlenme dışında hiç bir iş yapılmaz.
Hıdrellez günü; süpürge tutulmaz, süpürge tutanların o yıl, sıkıntılı işlerinin çok olacağına inanılır. İğne iplik ele alınmaz ve dikiş dikilmez. Hıdrellez günü eline iğne iplik alıp dikiş dikenlerin, o yıl boyunca kötülüklerle karşılaşacakları inancı yaygındır. İnanışa göre; bu günü evde geçirenler, Hızır'ın yeşillik yerlerde dağıttığı nasipten yararlanamazlar. Bunun için Hıdrellez gününü evde geçirmek iyi sayılmaz.
Hıdrellez günü çamaşır yıkanmaz, un elenmez ve ekmek yapılmaz, bağ ve bahçelerde çalışılmaz, tarlaya gidilmez. Hıdrellez günü nasip süpürülür inancı ile evler süpürülmez.
Hıdrellez günü sabah erkenden kalkmayan kişinin yıl boyunca işlerinin ters gideceğine, Hıdrellez’de salıncakta sallanmayanın o yıl çeşitli rahatsızlıklarla karşılaşabileceğine, salıncakta sallanan kişinin de hastalıklarının, dertlerinin sallanma sırasında döküleceğine inanılır.
SONUÇ
Batı Trakya’da Hıdrellez, uzun yıllardan beri yaşatılan bir geleneğimizdir. Bu geleneğimiz, bireyler arasındaki sevgi ve saygıyı pekiştirirken, yeni dostlukların kurulmasına, paylaşımın, dostluğun, kardeşliğin ve yardımlaşmanın yaşanmasına vesile olmakta, bütün bunların yanında da halkın eğlence ihtiyacını karşılamaktadır.
Kaynakça:
Halil İlknur, Özel Arşivinden, (Dedeağaç doğumlu Sayime Halil, Gümülcine – Kozlukebir köyü doğumlu Fatma İsmail, İskeçe doğumlu Fatma Rıza’dan derleme).
Ahmet Yaşar Ocak, İslam – Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır – İlyas Kültü, Ankara 1985, s. 136
Ahmet Yaşar Ocak, s.136; Ahmet S. İğciler, “Hıdırellez”, Çevren, Sayı: 41 (Priştine, Mart 1984 ), s. 66; Muhteşem Öksüzcü, “Yazın Başlangıcı Hıdırellez”, Sümerbank, Sayı: 11 ( 5 / 1962 ) , s. 58
Ali Yakıcı, “Hıdrellez Geleneği’nin Türk Halk Şiiri’ne Yansıması”, Milli Folklor 2 ( 10, 1991 ) s: 21
Тоска:
Dnes e gergovden / hıdrellez. Pojelavam vi mnogo zdrave i uspehi po pytq kym lqtoto na 09.
Hıdrellezin herkese mutluluk getirmesi ve tüm dileklerinizin gerçek olması dileği ile ...
Metka:
Аз също пожелавам на приятно прекарване на този празник на всички които го празнуват.
В село Лъжница например този езически празник е превърнат в празник на селото и там идват фолклорни групи от всякъде за да изнасят концерти.
В исторически контекс празникът символично е празник на животновъда.
Индоевропеиски празник които датира от предхристианската епоха.Празнувал се е сред номадските степни племена в Азия, та чак до Албания, тоест в цяла Евразия.
Този празник се празнува днес , когато освен печеното агнешко ,се правят и нарочни събирания на животновъди - овчари, говедари и козари.
Поставя се началото на кампания по преместване на стадата им от селото кадето са зимували, горе в планината в предалпииския или алпииския пояс.
Прави се и ново договаряне между собствениците на животните и самите овчари , относно цената на услугите, пасенето на самите животни в планината.
Понякога тези срещи са много бурни и скандални но в краина сметка се постига договореност.
Пазарлъка са прави за 6 месеца и след това , когато стадата отново се докарват от планината в селото.
Това става в специален ден които се казва - Касъм.
Християнската общност също празнува тези празници като съответно те се казват - Георгов ден и Митров ден.
Основната разлика се състои в това че христианската общност е инплантирала в самите празници голяма доза православна религиозна доктрина.
Празниците им се свързват със Свети Георги и Свети Димитар.
Докато при нас помаците акцента е върху проблемите на скотовъдците,животновъдите , пролетта, после есента.
Християнската общност прави нарочни богослужения със свещенници, докато помаците изобщо не влагат религиозна практика.
Това е основната разлика , макар и че христианската традиция бе обект на посегаталство и злоупотреба от Асимилаторите в миналото и днес дори.Интересното е това че вазродителите декларираха едно време че са атеисти, а пък влагаха в пропагандата за този празник радикалн православен прозюлетизъм.
Твърди се по път и над път та чак до бога че виждате ли помаците празнуват Георгов ден заради това че са били християни или пак че това е накаква латентна форма на християнството.
Стига се до главозамаиваща мегаломаниа та даже почнаха да правят филми и за Нашенците и Горанците като се проектира и варху тях тази опасна възродителна доктрина.
За налагането и на тази налудничава идея в миналото се е стигало и до рецидиви.
Някои луди глави и днес папагалстват и тиражират такива версий.
Това поведение е разрушително за нашите традиции поради страхат от ново преименуване и покръстване.
Ето защо напоследак все повече и повече помаци спират да празнуват тови празник, след като акъла на онези не им идва.
Аз искам да ви поздравя с известната песен на Горан Брегович посветена на този празник
http://www.youtube.com/watch?v=g8ZiJ2xMckk#lq-lq2-hq
pomakkan:
Pojelavam na vsiçki koito praznuvat tozi den mnogo zdrave ,ştastie i uspeh.
Navigation
[0] Message Index
[#] Next page
[*] Previous page
Go to full version