Български > Дискусии
Re: Произход на българите !
Subeyi Kurt:
Исследования ДНК доказали, что русские не славяне, а татаро-финны
http://www.timpul.md/ru/articol/Issledovania-DNK-dokazali-chto-russkie-ne-slaviane-a-tataro-finni-45300.html
"Татаро-фини" буквално означава тюрко-булгари и угро-фини, все пак... ;)
Marlboro:
Taka e "rysnacite" Ryrikovata dinastiq ne sa bili nik'vi slavqni a Skandinavski vikingi, ychenite im kazvat tataro-fini no istinata e, che sa smes ot turko-finni.
Haidytite, nqma gi hvashta otnovo sun i tri dena shte papkat samo chesnov lyk ot qd. 8)
http://www.timpul.md/ru/articol/Русских-воспитали-татары-(Bugün-Турция)-59128.html
По определенным оценкам, количество тюркских заимствований, обозначающих предмет одежды, насчитывает не менее 300 слов, а связанных с кулинарией, — порядка 280. В целом в русском языке существует около 2000 тюркизмов ( v angliiskiq okolo 1500 turkski dymi ). Акдес Нимет Курат (Akdes Nimet Kurat) занимался активным изучением этого вопроса в своих работах о тюркских народах в России и Северном Причерноморье. В книге под названием «Золотая Орда и Россия» (автор — Ильяс Камалов) приведены исчерпывающие сведения на эту тему.
Золотоордынское государство
В результате походов монголов во второй четверти XIII века на территории Половецкой степи, Хорезма, Северного Кавказа, Крыма и Волжской Булгарии было создано золотоордынское государство (Золотая Орда, Улус Джучи). Золотая Орда, созданная сыном Джучи, ханом Батыем, с 1242 по 1502 годы управляла этим регионом, большинство населения которого составляли половцы (куманы), волжские булгары и другие тюркские народы. Монголы были первоклассными военными и правителями. При хане Берке (1256–1266) Золотая Орда приняла мусульманство. Во времена хана Узбека (1312–1341) ислам распространился по всей стране. Со временем смешавшись с находящимися в этом регионе тюрками, монголы подверглись тюркизации. Золотая Орда превратилась в тюркское исламское государство. Народы, населявшие северное побережье Черного моря, упоминались как татары.
Marlboro:
http://www.bugun.com.tr/ruslari-tatarlar-adam-etmisti-yazisi-1006326
Ruslar'ı Tatarlar adam etmişti
Ruslar üzerinde Altınordu Devleti’nin büyük tesirleri vardır. Ruslar, devlet yönetiminden diplomasiye, askeri sistemden beslenmeye kadar birçok şeyi Tatarlar’dan öğrenmişlerdir.
Ruslar, 9. yüzyılda tarih sahnesine çıktılar. 879’da ölen İskandinavyalı Rurik’in kurduğu hanedan 17. yüzyıla kadar Rusya’yı yönetti. Bu dönemde Moskova’nın adı bile yoktu. Rusya Kiev’den yönetiliyordu. Moskova’nın yükselişi Zeynep Dramalı’nın “Tarihi Tersten Okumak” isimli
eserinde şöyle anlatır:
Yeni bir siyasi güç merkezi: Moskova
Cengiz Han’ın Moğollar’ı 1230’lu yıllarda Rusya’daydılar. Kiev Devleti Moğol saldırıları karşısında dayanamadı. Ruslar, Cengiz Han’ın torunu Batu Han’ın kurduğu Altınordu Devleti’nin hakimiyeti altında uzun süre yaşadılar.
Moskova, ilk olarak Kremlin Sarayı’nın bulunduğu yerde 1156’da inşa edildi. Moskova şehri Kiev’in Moğollar’ın eline geçmesiyle gelişecekti. Üçüncü Yuriy’in, Altınordu Devleti’ne dayanarak Moskova Büyük Prensi unvanı almasıyla Moskova ayrı bir prenslik oldu. Altınordu desteğiyle, Tver, Pskov ve Novgrod prenslikleri karşısında daha güçlü bir hale geldi. 1326’da Ortodoks Kilisesi’nin Rus metropoliti Moskova’ya taşındı.
Moskova’dan bütün Rusya’ya
Stratejik konumu ve fiilen Altınordu hakimiyeti altında olmayışı Moskova’yı Ortodoks Slavlar’ın sığınağı yapmıştı. Birinci İvan Daniloviç (1325-1341) zamanında merkez artık Moskova’ydı. Birinci İvan’ın hükümdarlığında Moskova prensinin unvanı artık “Bütün Rusya’nın Büyük Prensi” olmuştu. Onun torunu Dimitri ise Moğollar’a karşı başkaldırdı.
Üçüncü İvan’ın 1462-1505 yılları arasındaki hükümdarlığında bütün Rus toprakları Moskova’nın hakimiyeti altına girmişti. 1502’de Altınordu ortadan kalkmış, onun mirasçıları olan Tatar hanlıkları Moskova için bir tehdit olmaktan çıkmıştı.
Tatarlar’ın Ruslar’a tesirleri
Rusya, Cengiz’in oğlu Cuci’nin istilasından sonra 250 yıl Moğol hakimiyetinde kaldı. Bu dönemde Rusya, birçok knezlikten oluşuyordu ve siyasi bir birlik yoktu. Knezler, hanlara olan bağlılıklarını bildirmek ve onların yanına gidip iktidarlarını onaylatırlardı. 1242-1430 yılları arasında, Rus knezleri 70 defa Altınordu hükümdarının sarayına gitmişlerdi. Knezler, çocuklarını rehin olarak hanların yanlarında bırakırlardı. Altınordu merkezinde yaşayan ve ileride knezliklerin başına geçen Rus prensleri, rehinlik günlerinde devlet yönetimini burada öğrenerek Altınordu’dan etkilenmişlerdir. Moskova Knezliği sırtını Altınordu Devleti’ne dayayarak Rusya’daki en güçlü prenslik haline gelmiştir. Birçok knez ve Rus ileri gelenleri Moğol kızları ile evlenmişti. Rus üst tabakası kültürel olarak Moğollaştı. Altınordu dağıldıktan sonra kurulan Kırım, Kazan ve Kasım hanlıklarından birçok Tatar da Rus knezlerinin hizmetine girerek, zamanla Hıristiyan oldu. Rus tarihinde önemli rol oynayan Rus asillerinin birçoğu Tatar kökenlidir. Tatar kökenli devlet adamları özellikle Moskova Prensliği’ne Moğol devlet teşkilatını ve hükümdarlık anlayışını öğrettiler. Altınordu askeri sisteminin Ruslar üzerinde büyük tesiri oldu.
Moğol tesirleri iktisadi ve mali sahada da görülür. Vergi ve para sistemi Altınordu örnek alınarak oluşturulmuştur. Bu durumun izlerini Rusça’da görürüz. Mesela, Rusça’da gümrük manasına gelen “tamojnya”, damga kelimesinden, paranın karşılığı olan “denga”, Moğolca “Tenke”den gelir. Ruslar, posta teşkilatı ile at ve arabayı daha yaygın olarak kullanmayı da Tatarlar’dan öğrenmişlerdir. Diplomasi alanında da Tatar tesiri büyüktür. Rus knezleri, diplomasinin kural ve geleneklerini Altınordu Devleti’nden öğrenmişlerdir.
Tatar yiyeceklerini de benimsemişlerdir
Rus boyarlarının elbiseleri Tatar mirzalarınınkinin aynısıydı. Tatar kıyafetlerinin Ruslar tarafından giyilmesi üzerine, 1551’de toplanan Rus Konseyi, Ruslar’a kiliselere başörtüsü ve Müslümanlar’dan benimsedikleri takkelerle girmelerini yasaklanmıştı. Başmak (ayakkabı, potin), beşmet (beşmet, kapitone palto), azyam (Tatar köylülerinin giydiği uzun kaftan), zipun (genelde yakasız ve evde dokunan palto), kaftan (kaftan, ipekli kumaştan yapılan uzun, süslü giyisi), şlık (kukuleta, Tatar başlığı), başlık, kolpak (kalpak, takke), safyan (sahtiyan, maroken), atlas, kumaç (al renkli pamuklu dokuma), koşely (para kesesi), klobuk (Ortodoks rahibin başlığı), temlyak (kılıç düğümü) gibi Rusça’da kullanılan kelimeler Tatarlar’ın bu konudaki tesirini gösterir.
Ruslar, Tatar yiyecek ve içeceklerini de benimsemişlerdir. Çayın Rusya’ya Tatarlar sayesinde girdiğini Rus araştırmacılar yazmışlardır. Rusya’da kalaç (kilit şeklinde pişirilmiş buğday ekmeği) olarak bilinen ekmeği de Ruslar’a Tatarlar öğretmişlerdi. Türkçe’den Rusça’ya kıyafetle ilgili 300, beslenmeyle ilgili ise 280 kelimenin geçtiği tespit edilmiştir. Rusça’da Türkçe kökenli 2000’e yakın kelime vardır. Rahmetli Akdes Nimet Kurat, Rusya ve Karadeniz’in kuzeyindeki Türk kavim-leri üzerine yazdığı kitaplarında bu mesele üzerinde durmuştu. İlyas Kamalov’un (Kemaloğlu)
yazdığı “Altın Orda ve Rusya” isimli eserde ise bu konuda oldukça teferruatlı bilgiler verilmiştir.
Altınordu Devleti
Moğollar’ın 13. yüzyılın ikinci çeyreğinde gerçekleştirdiği seferler neticesinde Deşt-i Kıpçak, Hârezm, Kuzey Kafkaslar, Kırım ve İdil-Bulgar Devleti’nin topraklarında Altınordu Devleti (Altın Orda/Cuci Ulusu) kuruldu. Cuci’nin oğlu Batu Han’ın kurduğu Altınordu Devleti 1242-1502 yılları arasında bölgeyi yönetti. Bölgedeki nüfusun çoğunluğunu Kıpçaklar (Kumanlar), İdil Bulgarları ve diğer Türk kavimleri oluşturuyordu. Moğollar askeri ve yönetici sınıf durumundaydılar. İkinci hükümdar olan Berke Han (1256-1266) döneminde Altınordu Devleti Müslümanlığı kabul etti. Özbek Han zamanında (1312-1341) İslamiyet bütün ülkeye yayıldı. Moğollar zamanla bölgedeki Türkler’le karışarak Türkleştiler. Altınordu bir Türk-İslam devleti haline geldi. Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan kavimler de Tatar olarak anıldılar.
Bizans’la akrabalık
Üçüncü İvan, Bizans’ın son imparatorunun yeğeni Sofia Paleolog ile evlenerek Bizans hanedanı ile Rus hükümdarları arasında bağ kurmuştu. Rus halk inanışlarında Bizans’ın Osmanlılar tarafından fethi sırasında suya atılan imparatorluk tacı ile asasının yüzerek Rusya’ya ulaştığı anlatılır.
İlk çar
Rus hükümdarı Korkunç İvan, 1546 sonlarında Metropolit Makari’ye müracaat ederek “çar” unvanı ile taç giymek istediğini belirterek onay istemişti. 16 Ocak 1547’de “çar” unvanı ile taç giyme töreni yapıldı. “Sezar” isminden bozma bu unvan Moskova prenslerinin Bizans’ın, yani Doğu Roma’nın mirasçısı oldukları iddiasının bir göstergesiydi.
Subeyi Kurt:
Турци ли сме? Не, европейци
..............................................................
А печенегите, узите и куманите са турци. Или тюрки, което е същото. Такива са и българите. Българите на Аспарух са турци. Или тюрки. И преди 15 века и днес това са политически общности. Славяни ли сме или сме тюрки е политически въпрос, респективно решението е политическо. Такава би била и претенцията ни да сме наследници на древните готи, което би ни направило „братя“ на германците или пък на траките, което ни сродява с албанците, евентуално с румънците и би ни дало основания да се чувстваме още по-близки с гърците и „македонците на Александър“. Едно такова решение обаче следва да бъде и рационално. Емоцията на „кръвта“ не трябва да бъде решаваща.
http://www.5corners.eu/2014/05/turci/
Marlboro:
--- Quote ---Най-същественият проблем. Преди 1150 години Свети княз Борис-Михаил реши да сме християни. Религиозното мигриране е много тежък за душевността акт. Поради тази причина днес не може да бъде общностно решение. Преди 200 години по време Българското Възраждане беше създадена устойчива негативна нагласа, към всичко, което е турско.
--- End quote ---
Navigation
[0] Message Index
[#] Next page
[*] Previous page
Go to full version