pomaklar Türktür;slavdır diye bulgarlar diyor.
(https://www.pomak.eu/board/proxy.php?request=http%3A%2F%2Fimg145.imageshack.us%2Fimg145%2F3281%2Fkuman.jpg&hash=590659f30bc5cebcf0e5bde7c3b575a1ece0dfe3)
Alperen, bildiğim kadarıyla senin türki diller hususunda bir uzmanlığın var. Özellikle kuman ve nogay lehçeleri hakkında bilgi birikimininde olması gerek. Sence pomaklar arasında ve rodop dağlarında konuşulan slavik ağızlarda ne derecede türkçe etkisi var ?
Çekçe : Já (ya okunur)
Hırvatça : Ja (ya okunur)
Sırpça : Ja (ya okunur)
Makedonca : Jas (yas okunur)
Slovakça : Ja (ya okunur)
Rusça :Я (ya okunur)
Ukrayınca : Я (ya okunur)
Lehçe : ja (ya okunur)
Türki dillerde - men, ben, min.
Türkçede - benim
Pomaklar ise - Na men derler.
Veya böyle de kulanılır - Men si teral (Beni aramışsın)
Diller çok değişmiş. Okadar ki şimdiki Türkler Osmanlı arşivlerde bulunan belgeleri anlayamamaktadırlar.
Aynı sözler rahatça Bulgarcaya da söyleyebilirim. Bulgarcada 'starobılgarski-старобългарски език' diye geçer.
азъменемьн мименемьно
мьне
Haber kupüründeki olayı ben gayet iyi hatırlıyorum. Zamanın Devlet Bakanı Ercüment Konukman'ın beyanatıyla basına yansıyan haberlerde Pomaklar aynen Çingeneler gibi "gayrı-türk unsur" oldukları ve türkçe konuşamadıkları gerekçelerle sınırdan geri çevrilmişti.
Ben ilk defa devletin Pomaklara karşı olan tutumundan dolayı soğuk bir duş yemişdim. Şimdi bile 1989 yılından sonra kaçak olarak Türkiye'ye gelen Pomaklar 7-8 yıla varan uzun bekleme süreleri sonunda ancak vatandaşlığa alınabiliyorlar.
1920 ler Türkiye'sinde devletin kendine bir ulus yaratma ihtiyacı vardı. Osmanlıdan devralınan Anadolu nüfusu buna elverişli değildi. Müslüman kesimlerin bir potada eritileceği bir uluslaşma süreci verili koşullarda en uygun çözüm olarak görüldü. 1850 sonrasında Balkanlar ve Kafkasya'dan gelen Türk ve Müslüman (Pomak, Boşnak, Arnavut, Patriyot, Çerkez vs..) nüfus yanında mübadelenin sağladığı saflaşma ile uygun ortam biçimlendirildi.
TARİHİ VERİLERLE KARAMANLI ORTODOKS TÜRKLER
KARAMANANIAN ORTODOX TURKS ON HISTORICAL DATAS
Yonca ANZERLİOĞLU1
Tarihî Verilerde Karamanlı Ortodokslar
Genelde tarihte Ortodoks Karamanlı isimlendirmesine ilk olarak 16. yüzyıl
seyyahlarından Alman Hans Dernschwam’ın eserinde rastlandığı üzerinde
durulmaktadır. İstanbul ve Anadolu’yu dolaşan Dernschwam’a göre Ka-
ramandan gelerek İstanbul’da Yedi kule’de bir mahallede oturan ve Kara-
manos denilen Ortodoks Hıristiyan bu topluluğu İstanbul’a getiren Sultan I.
Selim’dir. Sultanın emriyle İstanbul’a getirilen bu insanlar sadece Türkçe ko-
nuşmaktadırlar (Dernschwam1992: 78). Evangelios Misailidis ise Karamanlı
adının Karamandan geldiğinin altını çizmekte ve bu isimlendirmenin Sultan
Murat Han döneminden itibaren varolup İstanbul’un Karamanından kaynak-
landığını ileri sürmektedir. Misailidis’e göre Anadolu’dan İstanbul’a gelen ve
büyük Karaman ve küçük Karaman olarak adlandırılan mahallelerde yaşayan
inşaat ustası ve amelelerin devletin veya kişiye ait binaların inşası sırasında
çağrılmalarına bağlı olarak Karamanlı adı ortaya çıkmıştır (Anhegger 1979-
1980: 19; Ekincikli 1998: 124).
Diğer taraftan, Türkçe konuşan Ortodokslarla ilgili olarak bir diğer tarihi
bilgiye Dernshwam’dan tam bir yüzyıl önce, 15. yüzyılda batı kilise tarihine
ait bir raporda rastlamak mümkündür. 1437 yılında Basle Konsili’ne sunulan
Latince raporda Türk kafirlerin kıyafetlerini giyen din adamlarının, piskopos-
ların ve başpiskoposların Anadolu’da değişik yerlerde dolaştıklarına, Türkçe
konuştuklarına ve ibadet sırasında vaazın Türkçe verildiğine dikkat çekil-
mekteydi (Vryonis 1971: 452-453).
15 ve 16. yüzyıllara ait bu bilgilerin ötesinde, adı geçen topluluk ile ilgili
tarihî veriler bugün artık bu yüzyılların da gerisine götürülebilmekte ve Kara-
manlı isimlendirmesine 13. yüzyılda da rastlandığı anlaşılmaktadır. İstanbul’un
Latin hakimiyeti altında bulunduğu bu yüzyılda Edirne’ye düzenlenen bir sal-
dırıya ait bilgilere yer verilen Essai de Chronoraphie Byzantine pour Servir á
l’examen des annales du Byzantine Empire et particulierment des Chronog-
raphes Slavons adlı eserde Ulahya ve Karamanie krallarının Edirne’yi 1205
yılında kuşatmasına ve 120.000 kişilik Bulgar, Kuman ve Ulah’tan oluşan bu
ordunun Latinleri yenilgiye uğratıp krallarını esir aldıklarına dikkat çekilmekte-
dir. Yine aynı eserde 1304 yılında Anadolu’da Alaşehir’in (Filedelfiya) Türkler
tarafından kuşatılması sırasında kuşatmaya takviye kuvvetlerin gelmesini en-
gellemek amacıyla Bizans hizmetinde bulunan Alişir ve emrindeki Karaman-
lılardan bahsedilmektedir. Burada adından bahsedilen Alişir, Bizans hizme-
tindeki binlerce Peçenek, Uz, Kuman Türkü yanında Bizans’a hizmet etmiş
Anadolu Türklerinden birisidir ve emrinde kendilerine Karamanlılar denilen
askerleri bulunmaktadır(Muralt t.y.: 8, 285).
Bizans devleti bünyesindeki bu Türk varlığının kökenlerine bakılacak
olursa ortaya şöyle bir tablo çıkmaktadır: Aslında tarihî süreçte Hıristiyanlık
misyon geleneği çerçevesinde gerek Roma Katolik kilisesi gerekse Bizans
kilisesi misyonu sonucu Hıristiyanlığı kabul eden Türklerin olduğu bugün
bilinmektedir. Yine bu bağlamda Ortodoks dünyasında yaşanan Kristolojik
tartışmalar sonucu aforoz edilen İstanbul patriği Nestorious’un adıyla anılan
Nasturi kilisesi İç Asya’ya kadar uzanan bir etki sahasına sahip olmuş hatta
bir Türk, kiliseye bir süreliğine patriklik de yapmıştır (Anzerlioğlu 1999: 121).
Katolik kilisesinin özellikle Kuman-Kıpçaklara yönelik misyonu hakkında en
önemli kaynaklarından birisini Codex Cumanicus’un oluşturduğu da bilin-
mektedir (Kurat 1972: 100-101).
Özellikle Bizans kilisesinin yürüttüğü misyon10 sonucu Karadenizin kuzeyi
ve Balkanlara hakim olmaya başlayan Hun, Bulgar, Peçenek, Uz ve Kuman-
Kıpçak Türklerinden Hıristiyanlığı benimseyenler olmuştur. Bizans kilisesinin
bu misyonunun siyasi saha açısından da ayrı bir önemi olduğuna burada dik-
kat çekmekte fayda vardır. Bizans Devleti açısından Balkanlarda Türk varlığı-
nın ortaya çıkması bir tehdit oluşturmuş ve bu tehdit Bizans tarafından Türk
boylarının birbirlerine karşı kullanılması dışında Hıristiyanlığı kabul etmeleri
şartıyla Bizans’a asker olarak hizmet etmeleri ve yine bu hizmet dahilinde
Bizans imparatorluk arazilerine ve özellikle sınır bölgesi olarak Anadolu’da
Kapadokya bölgesine iskan edilmeleri sağlanarak bertaraf edilmeye çalışıl-
mıştır. Bizans ordusunda hizmet eden Türklerin varlığına yönelik olarak özel-
likle 1071 Malazgirt Savaşı ve onu takiben Miryakefalon Savaşı Bizans tarih
yazıcılarının eserlerinde de yer aldığı gibi önemli örnekler olarak tarihteki ye-
rini almıştır denilebilir.
"Bulgaristan'ın etnik yapısını oluşturan unsurlardan birisi de Hıristiyanlaşmış Pecenek Türklerinin günümüze uzanan kalıntılarıdır. Bunlar 1959 yılında Todor Jirkov'a karşı isyan çıkarmışlardı. Toplam 700.000 civarında olup merkezleri Sofya ve civarıdır. Eski nesiller kimliklerini "Şop" olarak açıklarlar. Yeni nesiller kendilerini Bulgar hissederler. Farklı bir Bulgarca ile konuşurlar. Dillerinde çok Türkçe kelime vardır. "
Ayrıca yine Bulgaristan'da dili slavca olan bir de karakoçan konusu var. "Bulgaristan'daki "Karakoçan" gezici toplumu iskan edilebilmiştir. Prof. Dr. Ahmet Coferoğlu geçmişte bunlarla ilgili bir ilmi çalışma yapmış ve yazısını Türk Kültürü Dergisinde nesretmişti. Bu yazıya göre Karakaçan'lar Slav tesirinde kalmış göçebe proto Türklerdir"
"Bulgaristan'ın Çepni bölgesinde 800 kadar Pomak köyü vardır. Bu köylerin tamamına yakınının cami imamı Arap ülkelerinden gelmektedir. İmamlar çocuklara din dersi vermektedirler. Pomak bölgesinde zaman zaman halk imza toplayarak Türkçe ders veren okul öğretmeni istemektedir. "
Ancak 1912’de Balkan Harbinin mağlubiyetinden sonra Rodoplarda, Pirin, Vardar, Ege Makedonyası’ndaki Pomak, Şop, Torbeş, Goran Türklerinden 650 bin kişi Bulgarlar tarafından tarihin en acımasız işkenceleriyle Bulgarlaştırılmışlardır. Bazıları Bulgar olmaktansa seve seve ölürüz diyerek kitle halinde ölmeyi tercih etmişlerdir
.... Şu ana kadar pasif okumadaydım. Sağolun! Peçenek ve Karaman özgeli yazıları okudum.Ancak bu yazılar içinde Pomak etnosunun etnolojik ve coğrafik ve toplumsal olarak ne olduğu ve nasıl dönüşüm yaşadığına dair hiç bir "kanıt-açıklama" göremedim.Varsa lütfen gösteriniz.Ama yine sonuçta,bizim irizeli'lerin yaptıgını yapılmış oldu.(Dönüp dönüp aynı şey söylendi..Şimsi siz sanırım Pomakların Slav olduğunu söylüyorsunuz (mu? Bundan da tam emin değilim aslında.Çünkü öyle bir vurguda tam anlamı ile görmedim gibi). Eğer öyle ise bunun kanıtı nedir? (Lütfen tekrarlıyorum ki, dil ağırlığının ne olduğunun (slavca ya da türkçe) hiç bir önemi yoktur. Tarihde buna dair çok örnek vardır. En basiti sizin tezinize artık slav ağırlıklı Pomakçayı 3-5 kelime dışında unutmuş olan Türkiye insanını da o zaman sizin tezinize göre aynı cenahta saymamanız lazım di mi? (Bence pomak slavca olsada olmasa da pomaktır). Kanıt derken şöyle diyeyim: 1050-1060'da trakya balkanında 120.000 peçenek askerinden bahsediyoruz. 1000'li yıllarda 100.000 Aydınoülu beyliği Yörük ailesinden bahsediyoruz. Hep o bölgeye yerleşmişler. 1200'lerde recep beyin alıntısında 120.000 askerden bahsediyor. Aile olarak sayarsanız rakam muazzamlaşır. Gözler'in eserinde Lofça'da 2500 pomak insanı var deniyor lofça'da. 2.500 kişi yani. Soru:O dönemde Lofça ve Rodoplarda ne kadar slav insanı ;(kabile) göçü vardı? Ve Pomak denilen etnos'un olası nüfusu ne idi? Nasıl bir dönüşüm oldu, eğer ki pomaklar slav deniyorsa. Ben bunu öğrenmek istiyorum. (Verisel olarak,literatürde kabul edilmiş kaynakçası ile.(Lütfen dile odaklanmayalım.Dil'in hişç bir parametrik özelliği yok.Bugarlara bakınız. O zaman neden pomaklar ile bulgarlar ayrı! İkisi de slavca iken ve ikiside slav etkisi almış iken.) ))
Teşekkürler ve saygılar
not:(Sanırım konu keyifl gidiyor.Sessizliğe göre, şu kubbede bir ses ne kadar güzel.)İstiyorum ki ben de, slav ağırlığı varsa bunun verilerini görebilmek.(Bence yok. Slav etki var ama ağırlığı yoktur. Pomalk Türk kültürünün içinde ama özgeliği olan ,farklılığı olan bir damarıdır. Bu damarda o bu olabilir, ama sonuçta bu kültürün bir damarıdır)
"1959 yılından itibaren Türklerin kendi dilleriyle eğitim yapabilmeleri imkânı tamamen ortadan kaldırıldı. Bulgar Komunist Partisi Merkez Komitesi Politbürosunun 1969 yılında yayınladığı 549 sayılı " Terörle dil, din, milliyet değiştirme" kararı ile bütün azınlıkların isim ve dinlerini değiştirme kampanyası başlatılmıştı."http://www.bulturk.org/site/index.php?option=com_content&view=article&id=25:bulgaristandaki-ter&catid=26:bulagristan-teri&Itemid=65 (http://www.bulturk.org/site/index.php?option=com_content&view=article&id=25:bulgaristandaki-ter&catid=26:bulagristan-teri&Itemid=65). Sizin dediğiniz 1989'dakidr. Şoparlar peceneg olarak tanımlandığı halde sırpçaya yakın bulgarca ile konuşabiliyorlarmış. Karakoçan lafı benden çıktı. yazarken yanşıi girdim. :(biraz da nükte oldu ).8IO arada bunlar hep internet ilgileri.İnternet bilgileri ile ancak bu kadar olur. .................(herke bir yerlerden kopy paste alıp alıp yapıştırıyor çünkü.. Önemli olan kitapda da bir şeyler yazması vce buraya aktarmak değil. Kabul edilmiş kaynakçalı referans varsa anlamlıdır her zaman.
O arada bu Slav etkisinin kanıtları var mıdır?
sevgiler saygılar
Haklısın Önder, Gagavuzlar bu kesimin en önemli bakiyesidir denebilir. Yalnız Gagavuzya'da değil; homojen adacıklara dağıldıkları bütün Rumeli coğrafyasında kuzey Türkçesinin Osmanlı dönemine aktarılarak izlerinin bugüne taşınmasını sağlamıştır bu kesim... Rumeli aksanının tipik bazı özellikleri onların mirasıdır. Anadolu Türkçesinde kullanılmayan uzun "a" (karnım aç/karnım aaç) ile sert sessizle biten hecelerde sesli uyumunun bozulması (kapçık/kapçik) gibi gramer özellikleri Gagavuz Türkçesine özgüdür mesela...
Şoparlar peceneg olarak tanımlandığı halde sırpçaya yakın bulgarca ile konuşabiliyorlarmış.
ya çok üzgünüm çok hoş güzel saygılı , seviyeli harkulade bir muhabbet bu anlıyorum kaç gündür okuyorum ve sesimi çıkarmıyorum zira burda ki abilerimden çok çok çok daha kıt bilgi birikimim ama artık duygusal boyuta geçmiş durumdayım ve yeter artık lütfen... ! ne dememiz bekleniyor acaba ben onu merak ediyorum asıl ? yunanistan da yaşayan pomaklar "ha tamam biz yunanız ?" , bulgaristan da yaşayan pomaklar "ha anladım biz bulgarız ?", türkiye de yaşayan pomaklar "oldu biz türküz ?" mü demeli ? . o bunu kabul etmez, şu bunu hazmetmez, buda bunu yemez... vs E YETER AMA YANİ ! BİRAZDA SEZMEYİ DENESENİZ ARTIK NASIL ZIVANADAN ÇIKMAYA BAŞLADIĞIMIZI !
Sayın Kumaner!
bir bizim adımız neden POMAK ?
iki 89 da neden bulgaristan da ki pomaklar ve türkler arasında türkiyeye giriş konusunda çifte standart uygulanmış ?
üç bulgaristan türkleri ve pomakları ayrı kefelere koyarak neden kendinden olduğunu idda ettikleri ve kendinden olmadığını idda ettikleri ile aynı muameleyi göstermiştir ?
dört herşeyi geçtim aynı soruyu ikinci sorudanda dem vurarak tekrarlıyorum madem okadar türktük niye atalarımız sınır kapılarında helak oldu ?
altı bırakın artık kardeşim herkes türk olmak zorunda mı ya ?
BÜTÜN DÜNYA YI TÜRK YAPSANIZ NE OLACAK DAHAMI BARIŞÇIL BİR YAŞAM SAĞLANACAK ? YAŞANANLARIN HİÇBİRİ YAŞANMAMIŞ MI OLACAK ?
Dilek Hanim,
Su ana kadar ben hic bir yerde gormemisimdir....kani kanina cani canina, biz turkler pomaklari muakkak turk edelim ve iste bitirelim.Aslinda Turkiyede 100 seneden fazla pomak kokenleri korunmus.Pomak koylerinde pomakca konusuluyor....E eeee o zaman kim ve kimler pomaklara Turk demis yok etemek icin caba gostermis?Dedigimiz Pomak turkleri cok farklidir.Bu da ortada dolasan bir tezlerden birisidir.Aslinda yunanlarin,makedonlarin ve en ciddicesine pomaklari kana bulayan bulgarlarin tezleri daha garip ve tecavuzcudur.Hepsi su an bu tezlerini devam etmektedirler.Benim icin turk tezi cok cididir ve bana daha inandirici gelmistir.Burada bu insanlari kazanalim ve turk yapalim demek diye bir zorum yok.Ben Pomaklar icin dedigimi tekrarliyorum.Pomak turku olsalar'da Pomaklar bir yasayan halktir.Ve onlarin adi pomaktir.Ingilizceyi konusan cok halk vardir ve hepsi kendi ayri adini tasir!Benim diyecegim sanki turkleri burada en cok suclu gibi bulmaniz.Aslinda tarih yeni yeni izleniyor ve degerleniyor...ve tarihe baktikca Osmanali bir despot bir imperatorluk olsada benim gorusume ve bir cok bilim adamin ve dunyaca unlu universite arastirmalarina gore Osmanli HUMANIST bir yonetim'dir.Batida veya baska yerde milonlarca insan soykirima ugramis ve kolelik yapmis.....a burada Osmanlinin Balkanlardan cekilme zamaninda Pomak diye isab edilen halk kendi kokenini ve duygusunu korumustur.Acaba niye slav kokenli ....daha agirli olarak gosterelim?Sogleyin ,anlatin ve inandirin bizi!Bu olmadan ve Balkanlarda turk izinin fazlasinla acik bir yer oldugu ve bir turk ismi tasidigi bir yer olan bir yerde pomaklarin turk olmasini galiba kucumsuyorsunuz?Turk olmak kotu bir sey midir?Sanki biz batinin ne oldugunu bilmiyoruz?Veya hristiyan?Tarihi inceledikce ,ortaya cikan cok ilginc seyler goz onune geliyor.Acaba slav dedigimiz Pomaklar niye fazlasinla kendisini Bogomi-Grigorian akintisina kapilmistir?Hangi slav gurubuna veriyorsunuz Pomaklari?Yani slav halki olan,Makedon,Srib,Karadagli,Hirvatli,Slovenyal, Bulgari.....ve vesdayre .hangi guruba giriyor pomaklar?Ve en onemlisi kimin baskisi veya etkisi altinda bu insanlar her hangi bir guruba girmek istemiyorlar?Bunlara cevap veren var midir?Tamam da nicin ozaman Pomaklar bulgarcaya yakin bir dil kullaniyorlar?Acaba turk asilli olan Bulgar Hani Boris,Bizans etkisi altinda ne diye bir baski yaratmis olmali ki.......turk devleti olan bulgar devleti tamamen "kokten kurumus" ve "slavlasivermis".Sanki hic bir zaman buralara turk gelmemis!Nasil olmus ki Sofya bolgesinde olan Soplar(Peceneg kokeninden olan) su an bulgarca konusuyorlar ve kendisini bulgar diye tanimliyorlar?Tarihi acaba inceleyebildik mi?Yani filan kisi buralara gelmis ve pomaklari slav demis konulari ....hangi tertiplere gore pomaklari slav ediyor?Ortada okadar cok baska deliller varka niye ben Pomaklarin Turk olmasi gibi tezlerden vazgeceyim?Su ana kadar konusulan sozler hic bir zaman Pomaklara Bulgar veya Yunan diyecek kadar yakinda olmamislardir?Tarihi arayalim,arastiralim ve tartisalim dostcasina.Ben kimsenin dusmani degilim!Onun icin turkleri de en suclu olarak gostermeniz burada hem gunah hem de yanlistir?
Saygilarimla
Yazılan yorumlar çok eneteresandır ve yararlıdır elbet.
Ama pomaklar ''nedir'' konusuna gelince öncelikle ''türklük nedir'' dememiz gerekiyor.
Türklük hepimizi bir şemsiye altına alan kavramdır bence.
Türklük hepimizi birleştiren bir kavramdır.
Pomaklar türkmüdür?
Evet türktür.
Tatarlar da, çerkezler de, gagavuzlar da türktür.
başlıkta ki en bilimsel yazı.
Estağfurullah. ''Bilimsel'' demiyelim. Ama gerçekler bunlardır bence.
Bilimsel olmayan gerçekler yani?
siz kendinizi nasıl hissediyorsanız öyle kabul edin.. slavlar mı diyorsunuz o zaman slav olun. biz kendimizi TÜRK görüyor damarlarımızdaki asil kanın gerektirdiğince hareket ediyoruz.. dolambaçlı yollardan yok slavdırlar falan gibi ayakları yere basmayan iddialarınızla akıl karıştırmayınız.. saygılar...
Kendini kültürel açıdan Türk olarak hissetmek ile Türk soyundan gelmek birbirinden farklı bir durumdur. Kanımca Türkiye Türklerinin önemli bir bölümünün Türklüğü Türkleşme nedeniyledir. Selçuklu ve Osmanlı döneminde Anadoluda pek çok farklı etnik kökenli halk müslümanlaşarak Türkleşmiştir. Bu nedenle eski kimliğini unutmuş olan bir çok kimse ve topluluk artık Türk Milletinin çatısı altında kaynaşmıştır.
pomaklar Türktür;slavdır diye bulgarlar diyor.
Pomaklar Türktür demek başka, Pomaklar Türk ırkındandır demek başkadır.
Pomakların bir kısmı iyiden iyiye Türkleşmiş olduklarından bazen Türklerden daha keskin bir biçimde Türkçü çıkmaktadırlar. Yani kültürel açıdan özellikle bir kısım Türkiye ve Batı Trakya Pomakları kendilerini Türklere yakın hissederler yada kendilerini Türk sayarlar. Bu açıdan Türklük kültürel duyuş ve hissedişi ifade etmektedir.
Diğer yandan Pomaklar Türk ırkındandır diyenler genellikle bir kısım Türk Milliyetçileri ve akademisyenleridir. Bunların amacının siyasal nitelikli olduğu açıktır.
Bizim itirazımız Pomakların Türk olup olmamasına yada Pomakların Türk milleti içinde sayılıp sayılmamasına değildir. Yapılan genetik araştırmalar Pomakların Türk ırkından olduklarına dair iddiaları kanıtlamamaktadır.
Pomaklara gelince Türkiyedekiler için söyleyeyim; yeni Pomak nesillerinin önemli bir kısmının kendi dil ve kültürü ile ilgileri ya kopmuş yada çok zayıflamıştır. Çoğu Pomak sadece Pomak olduklarını hatırlamaktadır. Hatta pek çok kimse Pomak olduklarını 30'lu yaşlarının ardından öğrenmişlerdir.
Kendi dil ve kültürüne sahip çıkmayan toplumlar yok olmaya ve başka kültürleri benimseyip asimile olmaya mahkumdur.