Türkçe > Tarih
Bir Öykü ve 1341 Tarihli İki İsyan: Edirne Branos ile Selanik Zealot İsyanı
recep memis:
1 -) COĞRAFİ NEDENLER
isyan edirne ve selanik'te eşzamanlı olarak başlamış ve bölgedeki bütün şehirleri sarmıştır. tarif edilen bu coğrafya, rodop merkezli pomak oluşumunun gerçekleştiği coğrafyanın hemen yanında ve içinde yer alan arazileri kapsamaktadır. bu açıdan sonraları pomak oluşumunda karşımıza çıkacak toplulukların isyanla alakasız olduğunu söylemek mümkün değildir. eğer doğal olarak kendilerini taraf saymadıysalar bile isyanın yanında ya da karşısında tutum almaya zorlanmaları kaçınılmazdır çünkü... tutumlarının ne yönde gerçekleştiği hakkında bir fikir edinilmesi ancak bağlantılı olguların araştırılması ile mümkün olacaktır.
recep memis:
2 -) ZAMANA BAĞLI NEDENLER
isyan 1341 ile 1350 arasında yaklaşık 10 yıllık bir süreyi kapsamış ve bunun ilk yedi senesi kesin bir bölgesel hakimiyet biçiminde tezahür etmiştir.
slavik bir dil ve islami inanç yapısı ile karakterize edilen pomak kimliğinin oluşumu açısından önemi tartışma götürmez bir tarihtir bu. volga bulgar hanlığından balkanlara taşınamamış islami pratikler ve arızi kayıtlarda rastlanan ancak toplumsal karşılık bulduğuna dair emare vermeyen müslüman misyoner faaliyetleri dışında kayda değer islami birikimi olmayan rodoplu nüfusun, müslüman bir toplulukla bilinen ilk ciddi temasıdır çünkü "aydınoğlu umur bey" komutasındaki türk savaşçıların gelişi...
umur bey ve denizcilerinin, VI. ioannes kantakouzenos'a yardım amaçlı ilk müdahalesi 1343 yılında gerçekleşmiş ve isyanın 1350 yılında bastırılması esnasında da devam etmiştir. bizans cephesindeki iktidar boşluklarından doğan kriz atmosferinde davet üzerine yardım görünümlü gelişin arkasında batıya yönelen müslüman türk yayılmasının bir parçası olarak aydınoğullarının bölgede yerleşme arzuları da bilinen bir vakıadır. 10 yılı aşan bölgesel varlıklarında yörenin "umureli" olarak anılmasına yol açacak yoğunlukta bir iskan faaliyeti yürüttükleri kayıtlarda mevcuttur. rodop pomaklarındaki islami dönüşüm açısından, osmanlı'nın rumeliye geçiş arefesinde önemi yadsınamayacak kütlesel bir temas anıdır bu...
recep memis:
3 -) SOSYAL İÇERİK
isyanın toplumun aşağı sınıflarına dayanan iktidar talepli karakteri tartışılmayacak kadar açıktır. bu alt sınıfların hangileri olduğuna dair veriler ise yetersizdir.
edirne'deki isyanın önderinde vücut bulan işçi kavramının, örgütlü bir işçi organizasyonuna işaret etmesi beklenemez. dönemin özellikleri dikkate alındığında bunu yoksul köylü kitlelere işaret eden tarım emekçisi olarak okumak isabetli olacaktır.
yine limandaki lonca örgütlenmesine vurgu yapılsa bile, selanik isyanının bütün civar kentleri kapasayacak şekilde iktidarı alma ve sürdürme kapasitesi,daha geniş toplumsal taban ve başka bir ideolojik aygıtın mevcudiyetini araştırmayı zorunlu kılar.
ortaçağ bizansının toplumsal mekanizmasında; hakim sınıflar için ideolojik aygıt, başka bir deyişle iktidar partisi misyonu üstlenen kilise karşısında, ezilenlerin ideolojik aygıtı misyonunu heteredoks tarikatlar üstlenmişti.
anadolu'da gerçekleştirdikleri sayısız ayaklanmalarda, yoksul sınıfların iktidar talepli isyan geleneğini 850 yılı sonrasındaki büyük sürgünle rumeliye taşıyan paulikanlar bu anlamda rüştünü kanıtlamış köklü bir tarikattır. paulikanların rumeli'de yeniden dirilişinin adı olan bogomilizmin dönem içindeki etkinliği ve pomaklar'ın alevi tarikatlar üzerinden islama geçişindeki katalizör fonksiyonuna dair tartışmalar da herkesin malumudur.
sonuç olarak, gerek isyanın yaygınlığı ve gerekse on yıla uzanan iktidar organizasyonu, bunun bir ya da en fazla iki kentin limanında örgütlenmiş loncaların marifeti olamayacak kadar ciddi, yaygın ve köklü bir geleneği olan ideolojik aygıta sahip olduğunu düşünmeyi gerekli kılar. bizans'ta kayıt tutanların, şeytan görmüş gibi bir lanet havası içinde adını anmaktan kaçındığı bu aygıtın adı bogomilizmdir.
gerek ortaya çıktığı koşulların (fetret devrini andıran iç savaş ortamı);ve gerekse sınıfsal özü ve iktidara yönelen niteliği itibariyle, fetret devri sonrasında ortaya çıkan şeyh bedrettin ayaklanmalarıyla neredeyse birebir benzerliği ifade edilmekten kaçınılan aygıtın kimliğini kuşkuyu gerektirmeyecek kadar gözler önüne serer.
1350 li yılların hemen ardından bölgeye gelen osmanlı savaşçılarından biri ile dimoteka yakınlarında ele geçirilmiş bir yerleşimin ileri gelenlerinden birinin kızından olma bedrettin'in anne ve anne taraflı akrabaları üzerinden bu isyan hakkında birinci elden tanıklıklarla bilgi sahibi olacağını varsaymak için kahin olmaya gerek yoktur sanırım. böyle bir varsayımın selçuklu, bizans, osmanlı iktidar hattına koşut olarak paulikan, bogomil,babai ve bedrettini karakterli halk ayaklanmalarının, organik bir veraset aktarım sürecine işaret edeceği de aşikardır.
recep memis:
4 -) ANNEMİN ÖYKÜSÜ ve ZEALOT İSYANI
denizden gelen yabancılara dair annemden dinlediğim öykü; doğrudan "pomak adlandırması"nı izaha yönelik karakteriyle, bir folklor öyküsünden beklenmeyecek kadar mükemmel gelmişti bana. zorlama bir kurguya dayandığını düşündüm hep bu yüzden... öte yandan rodop zirvelerinin insanları olarak pomakların denizle bağlantılı bir kimlik hikayesi de ironik bir boyut katıyordu işin içine... kaydettim ve ortak hafızaya dahil olmasını da umarak paylaştım o zemin ve zamanda.
selanik merkezli "zealot" isyanı ile buna müdahale mahiyetindeki "aydınoğlu umur bey" tayfası arasındaki kavga öyküsü de bir limanda yaşanıyor. burada da yerlilerin karşısında denizden gemileriyle gelen yabancı kavgacılar var. üstelik gelecekteki kimliğe damga vuracak islami karakterli yabancılardır bunlar. yani pomakların islama yönelmesine başlangıç oluşturmaya müsait bir öyküyle karşılaşıyoruz bizans kayıtlarında... yabancı düşmana yardım anlamında "pomak" olmaya çok müsait bir öyküdür bu üstelik...
bir başka alegori noktası da gözden kaçmıyor ama... bogomil karakterli olması gerektiğini düşündüğümüz bir isyanda, bogomilizm üzerinden islama geçtiğini varsaydığımız pomak topluluklarının iktidar tarafından müdahil olan umur bey tayfasına yardım etmiş olması ilk bakışta akla yakın gelmiyor, bu çok açık... bunun da bir izahı olmalıdır elbette...
böyle bir izah; aydınoğlu tayfasının görünüşteki geliş bahanesi olan "isyan bastırmaya yardım" kavramının ötesinde aranmalıdır bence. kendilerinde sakladıkları işgal suretiyle yerleşme amaçları... böyle saklı amaçlar, tez elden dümen kırıp, rotayı iktidardan muhalif kesimlere çevirmeyi gerektirir. osmanlı da böyle yapmamış mıydı? rumeliye ilk geçişi bizans imparatoruna yardım amaçlı değil miydi ki? sonrası malum... değişerek kalıcılaşan bu türden bir ilişki, anlık denebilecek kadar kısa süreli aksi tarzı unutup, kalıcı biçimin öyküleşmesini sağlamaya müsaittir.
Navigation
[0] Message Index
[*] Previous page
Go to full version