Български > История

Кога, кой и как създаде "турската нация":

<< < (2/7) > >>

Svetlina:
Къде ги видя тия монголоидни черти? Виждал ли си въобще монголоиди?

Svetlina:
http://www.taraf.com.tr/ahmet-altan/makale-ecdat.htm

Kabul edelim ki biz Türkler pek bir şey “icat” edemeyiz ama iyi uydururuz.

Belki en palavracıları en yukarılara çıkarmamızın nedeni de budur, belki de siyaseti de bir uydurma yarışması sanıyoruz.

En iyi uydurduğumuz şeylerin arasında herhalde “tarih” güzide bir yer tutar.

“Ecdadımız” palavraları kabul edeyim ki ben en çok sevdiklerim arasındadır.

Bizim “ecdadımız” dediğimiz halifelerimiz efendilerimizin, o “attan inmeyen” padişahlarımızın hemen hemen hepsinin dedesinin Hıristiyan olduğunu hatta bir kısmının da papaz olduğunu biliyorsunuz değil mi?

Aranızdan bir kişinin, Başbakan da dâhil, Kanunî’nin dedesinin adını bilmediğine eminim.

II. Bayezid diye öyle öyle bilgiç bilgiç gülümsemeyin, o babasının babası, annesinin babası kimdi?

Peki, halife efendilerimizin sarayı Topkapı’nın bahçesinde neden bir kilise var?

Peki, bizim ecdadımız dediğimiz Osmanlı’dan önceki atalarımız kimler?

Osmanlı kim peki?

Osmanlı’nın Kayı Aşireti’nden çıktığını biliyorsunuz diyelim, Kayı Aşireti hakkında ne biliyorsunuz?

Çok fazla bir bilginiz olamaz çünkü tarihte de çok fazla bir bilgi yok,  Kayı Aşireti’nin varlığı bile kuşkulu.

Biraz daha geriye gidelim.

Osmanlı 1299’da kuruldu, Türkler Anadolu’ya 1071’de geldi.

Alparslan’la birlikte Anadolu’ya kaç Türk geldi?

“Türkler kim” sorusunu atlayıp başka soruya geçelim.

Bugün “Türk” olduğunu söylediğimiz 70 milyon insan Alparslan’la birlikte gelen “Türklerin” özbeöz çocukları mı?

Yoksa biz o gelen Türklerle Anadolu’da o zamanlarda yaşayan Bizanslıların, Ermenilerin, Rumların, Kürtlerin ortak çocukları mıyız?

Nasıl oluyor da “ecdadımız” sadece Türkler ve Müslümanlar oluyor o zaman?

Ecdadımız arasında Bizanslılar yok mu?

“Kahpe Bizans” demek neden ecdadımıza hakaret sayılmıyor?

Çünkü tarihi uyduruyoruz.

Kendimize Türk ve Müslüman bir tarih yazıyoruz.

Anadolu’nun bütün halklarını, koskoca Bizans’ı yok sayıyoruz.

Sanırsın ki hayat Anadolu’da Alparslan’ın ordusuyla başladı.

Tabii tarihi böyle uydurmaya başlayınca her şeyi uyduruyoruz.

Osmanlı padişahları da başka bir uydurmanın konusu oluyor.

Bugüne kadar Kemalistler bir tarih uyduruyordu, şimdi sıra muhafazakârların tarih uydurmasına geldi.

Onlara göre Osmanlı padişahları attan inmeyen, öpüşmeyen, sevişmeyen, başını duadan kaldırmayan pirifâniler.

Halife II. Selim’in lakabı “sarhoş Selim”, IV. Murat içkiden öldü.

Siz halifelerin payitahtı İstanbul’a gelen içki miktarını hiç merak ettiniz mi?

O zamanlar yapılan “ithalatın” kayıtları var, merak ediyorsanız bir bakarsanız.

Halifelerin haremleri kadınlarla doluydu.

O haremdeki kadınlardan sadece biriyle mi beraber oldu padişahlar?

Havuz âlemleri yapmadılar mı?

Sarayda kadınlar entrikalara karışmadılar mı?

Hadi sizin güzel hatırınıza “içoğlanlar” meselesine hiç girmeyeyim.

Biz böyle her başbakana göre yeni bir tarih uyduracaksak yandık.

Her devletin “resmî tarihi” vardır, her toplumun tarihi utançlarla dolu olduğu için onların bir kısmını “değiştirir” resmî tarih.

Ama insanoğlunun “cahil” kalmasını sanatçılar, bağımsız tarihçiler önler, onlar gerçekleri anlatır.

Bir toplum da resmî tarihin yalanlarından arındıkça gelişir ya da geliştikçe yalanlardan kurtulur.

Tarihi bir “fetiş” hâline getirmek, “putunu kendi yapar, kendi tapar” usulü bir tarih uydurup o tarihe tapınmak, geri kalmışlığın en belirgin özelliklerindendir.

Kendi kendimizi böyle bir geriliğe, böyle zavallı bir ezikliğe mahkûm etmenin ne âlemi var anlamıyorum, iyisiyle kötüsüyle koca bir tarihin çocuklarıyız, iki büyük imparatorluğun ortak topraklarında yaşıyoruz, o imparatorlukların mirasçısıyız.

Bugün zevkle dinlediğiniz “alaturka” müziğin kaynağı Bizans’tır.

Osmanlı devlet “geleneklerinin” ve yönetim tarzının önemli bir kısmı Bizans’tan ödünç alınmıştır.

“Ecdadımızın” bütün “ecdatlar” gibi iyi yanı da vardır, kötü yanı da, böyle kendimize bir tarih uydurup, bir de o uyduruk tarihin kalıplarına sığmayanları savcılara şikâyet etmek, ecdadımızın öpüşmesinden, sevişmesinden çok daha utanç verici bir zavallılığı ortaya koyar.

Gerçeklerden korkacak bir şey yok.

Her toplumun imreneceği kadar zengin bir tarihiniz var, o tarihin içinde her ırktan, her dinden “ecdat” yer alıyor, insanlığın her hâli var orada.

Sahip olduğunuz tarihin zenginliğiyle övünün, palavralarla övünmekten daha iyidir.

Subeyi Kurt:



--- Quote from: Svetlina on January 14, 2014, 23:43 ---http://www.taraf.com.tr/ahmet-altan/makale-ecdat.htm

Kabul edelim ki biz Türkler pek bir şey “icat” edemeyiz ama iyi uydururuz.

Belki en palavracıları en yukarılara çıkarmamızın nedeni de budur, belki de siyaseti de bir uydurma yarışması sanıyoruz.

En iyi uydurduğumuz şeylerin arasında herhalde “tarih” güzide bir yer tutar.

“Ecdadımız” palavraları kabul edeyim ki ben en çok sevdiklerim arasındadır.


--- End quote ---

Думи на продажният автор на статията '' Бих продал страната си за 2 женски цици.'' Между другото този мерзавец е от кюрдски произход , та нищо чудно. Никой не му обръща внимание. Такива продажници ги има навсякаде по света.
http://www.youtube.com/watch?v=n08zEGp_9fo

Svetlina:
О да, ние сме чували за "демократичните традиции" и търпимост в О.И. и наследницата й - територията на ТР. Затова доста често журналисти, писатели, обществени дейци... като изкажат необичайно мнение ги прибират в затвора за неопроделено, след това ги съдят, медиите ги заклеймяват...лежат там с години.

Тъй че по-добре да обсъждаш мнението на писателя, а не това какво приказват зад гърба му купените СМИ.

Ако не разбираш турски да се напъна да го преведа  в общи линии...

Subeyi Kurt:

--- Quote from: Svetlina on January 15, 2014, 15:35 ---О да, ние сме чували за "демократичните традиции" и търпимост в О.И. и наследницата й - територията на ТР. Затова доста често журналисти, писатели, обществени дейци... като изкажат необичайно мнение ги прибират в затвора за неопроделено, след това ги съдят, медиите ги заклеймяват...лежат там с години.

Тъй че по-добре да обсъждаш мнението на писателя, а не това какво приказват зад гърба му купените СМИ.

Ако не разбираш турски да се напъна да го преведа  в общи линии...


--- End quote ---
Това за циците е негово публично изявление, а ти очакваш той да пише нещо хубаво за тази страна която според него не струва колкото една част от жеското тяло. Май че много ги тачите подобни писатели във вашата страна.
Турция е правова държава и никой не се ползва с имунитет пред законите. Със силен имунитет е самата държава, защото не е подарък от някого както е някоя други странa, а е извоювана. А ти, ако искаш напъни се, но гледай да не излезе нещо недъгаво, защото предполагам че турския ти е на ниво курс от ДС. А може би да си запазила езика на предците ти от Огузкия клон.

Navigation

[0] Message Index

[#] Next page

[*] Previous page

Go to full version